YAPMAYA DEVAM - Ingilizce'ya çeviri

• keep doing
• continue to do
• keep making
• go on doing
• still do
• they will continue to make
• keep do
• go on making

Yapmaya devam Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

Bunu yapmaya devam edemeyiz. Hayır.- Cole.
Cole.- We can't keep doing this. No.

Domuzcuklar da farklı evler yapmaya devam edip durmuşlar.
And the pigs keep making different houses. And.

Cole.- Bunu yapmaya devam edemeyiz. Hayır.
No.- We can't keep doing this.- Cole.

Bu gemiyi parçalamak istiyorsan… çılgın Starbuck suçlamalarını yapmaya devam et.
Want to tear this ship apart, then keep making your crazy Starbuck cracks.

Cole.- Bunu yapmaya devam edemeyiz. Hayır.
Cole.- We can't keep doing this. No.

Ama bana istediğin zaman omlet yapmaya devam edebilirsin.
But you can keep making me eggs anytime you want.

Ama…?- Ama bunu yapmaya devam edemeyiz?
But we can't keep doing this.- But…?

Kardeşinin ölmesine sebep olduktan sonra bile bunu yapmaya devam mı edeceksin?
You're gonna keep doing this even after you got your brother killed?

Sen güvenene kadar bunu yapmaya devam edeceğimizi sanmıyorum.
Until you do, I don't think we can keep doing this.

Ve böyle yapmaya devam edeceğim.
And will continue to do so.

O zaman yapmaya devam edeyim.
Then I better keep doing it.

Bunu yapmaya devam eğer, kötü bir şey olacağını Bak.
Look, if you keep doing this, something bad is gonna happen.

Yaptım ve yapmaya devam edeceğim.
I did, and I will keep doing it.

Hala bunu yapmaya devam edebilirim.
I might still keep on doing it.

Programı yapmaya devam mı etmeliyim?
That I should keep on doing the show?

Ben yapmaya devam yapacağım tam olarak ne olduğunu.
That's exactly what I'm gonna keep on doing.

Sana söylemiştim. Bunu yapmaya devam edersen, geriye hiç kupan kalmayacak.
I told you if you keep doing it, you won't have any pots left.

Elimden geleni yapmaya devam edeceğim, Scott.
I will continue to do what I can, Scott.

Bunu yapmaya devam edersen Tom kızar.
Tom will be mad at you if you keep doing that.

Tom bunu yapmaya devam etmene izin vermeyecek.
Tom won't let you continue doing that.