Durmak zorunda Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Ama profesyonel kararlarını etkiliyor ve durmak zorunda.
Bir yerde durmak zorunda.
Durmak zorunda değilsiniz.
Değiştiğin için durmak zorunda değilsin.
Durmak zorunda kalabiliriz.
Aynı yerde durmak zorunda değilsiniz.
Durmak zorunda mıyım?
Sen daha yakın durmak zorunda.
Ben de orada durmak zorunda kaldım.
Sanki belli bir noktada durmak zorunda kalmış gibi.
Fakat burada da bir kez daha çıplak bir gerçeğin önünde birden bire durmak zorunda kalıyoruz.
Her araba durmak zorunda.
Bu saldırganlık, bu vahşet hemen şimdi durmak zorunda!
Eyalet çapındaki tüm sayımlar hemen durmak zorunda.
Daha da kötüleşirse durmak zorunda kalırız.
Uçak camları niye iniş ve kalkışlarda açık durmak zorunda?
Üremek için, quelealar durmak zorunda, Dar kolonilerde binlerce yuva yapmak için.
Düşük insanlar genellikle üst raftan bir nesne almak için bir sandalyede durmak zorunda kalırlar.
Bu zamanda, evin duvarları, tavanın sabitlenmesini kolaylaştıracak şekilde durmak zorunda kalacaktı.
Belki bir banka soygunu ya da bomba çözme vakası yüzünden bir yerde durmak zorunda olduğu için gecikmiştir.