GETIRMEK - Yunan'ya çeviri

να φέρω
getirmek
getireyim
getireceğim
alayım
getiririm
çağırmaya
götürmem
να φέρει
getirmek
getireyim
getireceğim
alayım
getiririm
çağırmaya
götürmem
να επιφέρει
να το
να φέρουμε
getirmek
getireyim
getireceğim
alayım
getiririm
çağırmaya
götürmem
να φέρεις
getirmek
getireyim
getireceğim
alayım
getiririm
çağırmaya
götürmem

Getirmek Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Vurgun yemiş bir dalgıcı geri getirmek gibi.
Σα να φέρνεις πίσω έναν δύτη απ' τον βυθό.
Çocuk haklarını ihlal eder ve onlara mutluluk getirmek yerine acı çekmelerine neden olur.
Παραβιάζει τα δικαιώματα του παιδιού και προκαλεί πόνο, αντί να φέρνει ευτυχία.
Dünyaya bir gülücük getirmek.
Να φέρνεις χαμόγελο στον κόσμο.
Kışkırtıcı ele başını geri getirmek?
Να φέρνεις πίσω την επικεφαλής ακτιβίστρια;?
Bu, çocukların haklarını çiğnemek olur ve onlara mutluluk getirmek yerine mutsuz olmalarına neden olur.
Παραβιάζει τα δικαιώματα του παιδιού και προκαλεί πόνο, αντί να φέρνει ευτυχία.
Bu toplantılara hediye getirmek zorunda değilsin.
Δεν χρειάζεται να φέρνεις στις συναντήσεις, δώρο στην οικοδέσποινα.
Çine organik bir zihniyet getirmek gibi olurdu.
Θα είναι σαν να φέρνεις τη λογική της οικολογίας στην Κίνα.
Herkesi bir araya getirmek?
Να φέρνουμε τους ανθρώπους κοντά";?
Bu Richard Nixonı Watergatee getirmek gibi bir şey.
Είναι σαν να φέρνεις τον Ρίτσαρντ Νίξον στο ξενοδοχείο Γουότεργκεϊτ.
Daha fazla yiyecek getirmek zorundayım.
Πρέπει να φέρνω περισσότερο φαγητό.
Bizler Manby dükkânında siz çocuklara neşe getirmek için asla boş durmayız.
Εμείς στο κατάστημα Μάνμπι δεν θα σταματήσουμε ποτέ να φέρνουμε χαρά σε εσάς τα παιδιά.
Dünyaya çocuk getirmek.
Να φέρνει στον κόσμο παιδιά.
Amerikaya insanları getirmek risktir.
Είναι ρίσκο να φέρνεις ανθρώπους στην Αμερική.
Görevim dışarıdakileri ve bu listede olan kişileri buraya OLYMPUSa getirmek.
Αποστολή μου είναι να φέρνω τους ανθρώπους της λίστας από τον έξω κόσμο στην Όλυμπος.
Bu dünyaya bir çocuk getirmek bencillik.
Είναι πολύ εγωιστικό να φέρνεις ένα παιδί σ'αυτό τον κόσμο.
Dünyaya yeni bir hayat getirmek…!
Να φέρνουμε στον κόσμο μια καινούργια ζωή!
En azından artık eve iş getirmek zorunda kalmıyorum.
Τουλάχιστον, δεν χρειάζεται να φέρνω δουλειά στο σπίτι.
Senin işin de yeni paralar getirmek.
Κι εσύ να φέρνεις νέο χρήμα.
Bundan sonra başlayacaktır iyi şans getirmek.
Μετά από αυτό, θα αρχίσει να φέρνουν καλή τύχη.
Aceleye getirmek istemem ama ne kadar çabuk çıkarsak.
Δε θέλω να σας πιέσω, αλλά όσο πιο γρήγορα βγούμε από δω.
Sonuçlar: 1430, Zaman: 0.0554

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Yunan