Satmak zorunda Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Satmak zorunda kalabilir.
Hiçbir şey satmak zorunda da değil.
Ve satmak zorunda kaldığın gün gelir.
Bedenini geceye satmak zorunda değilsin.
Evi satmak zorunda kaldı.
Daireyi satmak zorunda kalan bu yaratıkları zorla.
Satmak zorunda kaldığın için üzgünüm Javier.
Evi niye satmak zorunda olduğumuzu anlamıyorum.
Artık resim satmak zorunda değilim.
Düşünüyorum da, içeri tekrar girmemek için, bu yeri satmak zorunda kalacaksın.
Ama eski evlerini satmak zorunda kalacaklar.
Sırf Hollywooda girmek için ruhunu satmak zorunda değilsin.
Tedavim bizi iflas ettirdi, babam evini satmak zorunda kaldı.
Bunu almak için ne satmak zorunda kaldı?
Kaldı ki, bazılarını ara sıra yeni bilgisayar almak için satmak zorunda kalırız.
Illinoisa geri döndü ve bütün malını mülkünü satmak zorunda kaldı.
Sigortadan para alabilirsem evimi yeniden inşa edebilirim. Satmak zorunda değilim.
Bu boku artık satmak zorunda değilim.
Baba. Çiftliği satmak zorunda değiliz.
Sadece 9 çift satmak zorunda kalacaksın.