Sorunca Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bana ne olduğunu, niye donduğumu sorunca Dannyyle ilgili bir şey hatırladım diye uydurdum.
Floyd Gerhardt oğlunun kimlerin elinde olduğunu sorunca Ohanzee Dent dedi ki.
Bu operasyonu sorunca beni Kuzey Carolinada bir yere aktardılar. JSOC kararganına.
Çünkü ben sana kocam ödeme yaptı mı diye sorunca,… sen'' sanırım'' dedin.
Garson gelip ne istediğimi sorunca yan masadakilerin ne içtiğini öğrenip aynısından istedim.
Bazen insanlar bana ne yaptığını sorunca, döverek beynini kafatasına akıttığını sonra çevirip götünden becerdiğini söylüyorum.
Trixie yarın nerede olduğunu sorunca ona önemli bir işin olduğunu söyleyeceğimden emin ol.
kimlerin Jaggerın programına erişimi olduğunu sorunca beni tam anlamıyla kazıkladığını fark ettim.
Ben ona neden bu kadar çok çalıştığını sorunca bana ne derdi biliyor musun?
Araştırmacılar eroin bağımlısına en zor bırakılan maddeyi sorunca, çoğu sigara der.
Nerede tanıştıklarını sorunca da Sophie çifte gökkuşağının altında unicornlu bir bahçede olduğunu söylerdi.
Eve döndüğünde annesi yaşlı adama ne söylediğini sorunca küçük çocuk'' Hiç'' demiş,'' Sadece ağlamasına yardım ettim''.
Ben de'' Hangi dünya?'' baba diye sorunca'' Takma kafana Jimmy, bir gün sen de göreceksin'' demişti.
Roseanna sorunca, ben de kilise için… baldızınla evlenmende sakınca olmadığını söyledim.
Yani sana birisi kaç kardeşsiniz diye sorunca iki kardeşiz, bir ablam var diyorsun ya.
Bay Beeman sorunca da New Yorktaki müşterilerle ilgili bir hikâye uydurmam gerekti.
Öyleyse bir sonraki sorum, Bu konuda ne yapacağız?
Bak Sheldon, senin sorunun Wil Wheaton değil, tamam mı?
Sen bugün ölmek istiyorsan sorun değil ama beni öldürmeyeceksin.
İki sorum var. İkisine de cevap ver ve herkes yatsın.