A CRASH in Turkish translation

[ə kræʃ]
[ə kræʃ]
bir kazadan
an accident
crash
incident
düşme
fall
down
to go
stooping
drop
crashing
decline
fallin
çökme
to collapse
crash
squatting
get down

Examples of using A crash in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
I heard a yell and a crash.
I heard a yell and then a crash.
Warden's approaching, on a crash course. The John A..
Warden bir çarpışma rotasına yaklaşıyor. John A.
Oil and other mechanical fluids can linger after a crash.
Bir kazadan sonra sızmış olabilecek yağ ve diğer mekanik sıvılar için.
I don't want a crash cart.
Bir çarpışma arabası istemiyorum.
Why would he be worried about music after a crash like that?
Böyle bir kazadan sonra neden müzik için uğraşsın ki?
I heard a yell and a crash.- I do not know.
Bilmiyorum. Bir çığlık, ardından da bir çarpma sesi duydum.
Move. Get a crash cart in here now!
Hemen buraya bir çarpışma arabası alın! Hareket!
SEAL Commander Jillian Wilson surrendered to police after a crash ended the chase.
Mühür komutanı jillian wilson polise teslim oldu. Bir kazadan sonra kovalamaca sona erdi.
Get a crash cart in here now! Move.
Hemen buraya bir çarpışma arabası alın! Hareket.
No one could survive a crash like that.
Baban da dahil kimse böyle bir kazadan kurtulamaz.
There was a crash a few minutes later.
Birkaç dakika sonra bir çarpışma olmuştu.
One could survive a crash like that. No.
Baban da dahil kimse böyle bir kazadan kurtulamaz.
Seems to be a bit loose, perhaps as a result of a crash diet.
Biraz gevşek gibi görünüyor, belki de bir çarpışma diyet bir sonucu olarak.
An elephant can't survive a crash like this.
Bir fil bile böyle bir kazadan kurtulamaz.
A crash like this, they all should have inflated.
Böyle bir kazada şişmeleri gerekirdi.
Don't you think a crash like that woulda killed us?
Öyle bir kazanın bizi öldüreceğini düşünmüyor musun?
Some corrupted archives might cause a crash; therefore, testing is suggested.
Bazı hasarlı arşivler çökmelere sebep olabilir,- bu yüzden sınanmaları önerilir.
Don't you think a crash like that would have killed us?
Öyle bir kazanın bizi öldüreceğini düşünmüyor musun?
I didn't see a UFO crash, I saw it cause a crash..
Bir UFO kazası görmedim, bir kazaya sebep olduğunu gördüm.
A crash fuels a woman like a lightning strike.
Kaza bir kadını yıldırım gibi doldurur.
Results: 162, Time: 0.0564

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish