Examples of using Adventurous in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Something adventurous.
I asked you if you wanted a fun and adventurous night on the town.
Kasabada eğlenceli ve maceralı bir gece isteyip istemediğini sana sormuştum.I was thinking of something a little more adventurous.
Ben daha maceralı bir şeyler düşünüyordum.Surely never had a male So adventurous a tale.
Şüphesiz ki hiç bir adamın böyle maceralı bir hikayesi olmamıştır.Sometimes a little too adventurous.
Bazen biraz çok maceralı.But… I was thinking of something a little more adventurous.
Ama ben biraz daha maceralı bir şeyler düşünüyordum.You're drawn to the exotic, the adventurous, the unusual.
But not adverse-risk takers. And the girls are adventurous types.
Kızlar maceracılar, ama olumsuz risklere giren tipler değiller.It's a playground for the adventurous.
Maceraperestler için bir oyun alanı.Isn't that a bit adventurous? A kidney soufflé?
Biraz maceraperestlik olmamış mı? Böbrekli börek mi?A time when America was feeling anything but adventurous.
Amerikanın maceraperestlik dışında her şeyi hissettiği bir dönemde.I was always, like, the goody two shoes and she was very adventurous.
Ben hep güzel bir çift ayakkabı gibiydim. O çok maceracıydı.Missionaries are extremely adventurous.
Misyoner gerçekten çok maceralıdır.She's young and adventurous.
O genç ve maceraperesttir.but you're adventurous.
ama çok maceralısın.She's very adventurous.
Çok maceraperesttir.Casualties is the result of alpiniskogo adventurous which in the Himalayas remains unpunished.
Maybe you're mad, ambitious, adventurous.
Belki de kızgınsınız… iddialı ve maceracısınız.Ava was sexy and adventurous.
Ava seksi ve maceraperestti.A lot like Solstice when she was a cub. The otherwas much more adventurous.
Tıpkı Gündönümünün bir yavruyken… olduğu gibi daha çok macerayı seviyordu.
