AMPLIFY in Turkish translation

['æmplifai]
['æmplifai]
yükselt
to rise
ascend
ascension
advancement
büyütün
grow up
growth
to expand
bigger
being raised
expansion
to grown-up
güçlendirmemizi
stronger
power
çoğaltmak için
to replicate
to multiply
to reproduce
kuvvetlendir
genişletirsiniz
to expand
expansion
arttırabilirsen
arttır
to raise
increase
enhancing
to boost
to improve
to crank up
yükseltmek
to rise
ascend
ascension
advancement

Examples of using Amplify in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Which will dull the fear response in your brain and amplify your long-term memory.
Beynindeki korku tepkisini azaltacak ve uzun süreli hafızanı kuvvetlendirecek.
He knew there was a good chance Tate would amplify Bo's abilities.
Tatein, Bonun güçlerini arttırma olasılığı olduğunu biliyordu.
You wanna amplify that?
Bunu büyütmek ister misin?
What did you get? Look closely at the most embarrassing detail and amplify it.
Ne çıktı? En utanç verici detaya yakından bak ve onu büyüt.
Move three- amplify pulsar.
Üçüncü hamle, eldivenin gücünü arttır.
Look closely at the most embarrassing detail and amplify it.
En utanç verici detaya yakından bak ve onu büyüt.
It's used to separate and amplify DNA, which then needs to be analyzed against another sample for a match.
Daha sonra bir eşleşme için başka bir örneğe karşı… analiz edilmesi gereken DNAyı ayırmak ve çoğaltmak için kullanılır.
Which then needs to be analyzed against another sample for a match. It's used to separate and amplify DNA.
Daha sonra bir eşleşme için başka bir örneğe karşı… analiz edilmesi gereken DNAyı ayırmak ve çoğaltmak için kullanılır.
Which then needs to be analyzed against another sample it's used to separate and amplify dna.
Daha sonra bir eşleşme için başka bir örneğe karşı… analiz edilmesi gereken DNAyı ayırmak ve çoğaltmak için kullanılır.
It's used to separate and amplify dna, which then needs to be analyzed against another sample.
Daha sonra bir eşleşme için başka bir örneğe karşı… analiz edilmesi gereken DNAyı ayırmak ve çoğaltmak için kullanılır.
A dynamo can amplify a magnetic field, but it needs a"seed" field to get it started.
Bir manyetik alan göz önüne alındığında, bir dinamo büyümeye yapabilirsiniz, ama o başladı almak için bir'' tohum'' alanına ihtiyacı var.
I can actually amplify that effect, create a-a dimensional bubble around you,
Aslında bu etkiyi büyüterek etrafınızda boyutsal bir balon yaratabilirim.
Replacing resistors with plain copper wire will amplify the current, overload the circuit,
Direnç elemanlarını çıplak bakır tel ile değiştirerek akımı arttırabilir ve devrenin aşırı yüklenmesini sağlayabilirsiniz.
In order for it to reach people in time, we will have to amplify the signal and set it off in a central location.
İnsanlara zamanında ulaştırabilmek için sinyali yükseltip merkezi bir yerden göndermek zorundayız.
so many species amplify the sound with resonators, cheek pouches or throat pouches.
boğaz poşetlerinde sesi yükseltmektedir.
As we learn to quiet the noise and amplify the inner signal we can better hear the voice, that naturally knows and offers wise direction.
Paraziti kesmeyi öğrendikçe ve içsel sinyali artırmayı, doğal olarak bilen ve bilge yön öneren sesi daha iyi duyabiliriz.
I think they're using the satellite dishes on the tops of the buildings… to direct and amplify the electromagnetic energy See what?
Neyi görmek? Elektromanyetik enerjiyi artırmak ve yönlendirmek için… binaların üzerindeki uydu antenlerini kullanıyorlar galiba?
Judas Priest arrived to unify and amplify these diverse highlights from hard rock's sonic palette.
Judas Priest, hard rockın çeşitli ses paletini birleştirmek ve genişletmek için gelmiştir.
The gain medium will amplify any photons passing through it, regardless of direction; but only the photons in a spatial mode supported by the resonator will pass more than
Kazanç ortamı yönü ne olursa olsun, içinden geçen herhangi fotonlar yükseltmek olacaktır; ama rezonatör tarafından desteklenen bir mekansal modunda sadece fotonlar aracılığıyla birden fazla geçmesine
the local geological and geomorphological conditions, which may amplify or reduce wave propagation.
jeomorfolojik durumlarına bağlı olarak dalga yayılımı arttıran yahut azaltan karmaşık bir birleşimdir.
Results: 53, Time: 0.0701

Top dictionary queries

English - Turkish