AN ARRAY in Turkish translation

• bir dizi
• dizisi
• düzeneğiydi
• bir dizilim
• sıralanmış

Examples of using An array in English and their translations into Turkish

aperture synthesis performed using an array of nearby telescopes.
aralık yaratma yakındaki teleskop dizilerini kullanarak çalıştırılmalıdır.

A descendant of an array ar is either ar or the descendant of
Eşanlamlı olarak Oğlaktartıs( Ulaktartış), Olakkaptı( Ulakgaptı)

In association with Colab, Smith printed an array of posters in the early 1980s containing political statements or announcing Colab events.
Colab ile ilgili olarak, Smith 1980lerin başında politik bildiriler içeren ya da Colab olaylarını duyuran bir sıra poster bastırdı.

That are each calibrated to deal Creatures had to develop an array of senses with the ever-changing environment of Planet Earth.
Yaratıkların, gezegenimiz Dünyada değişen çevre koşullarıyla baş etmek için bir duyu düzeni geliştirmesi gerekiyordu.

Kotlin program is a function named"main", which is passed an array containing any command line arguments.
main'' olarak adlandırılan fonksiyondan, herhangi bir komut satırı argümanı içeren diziler geçer.

History==The concept of reconfigurable computing has existed since the 1960s, when Gerald Estrin's landmark paper proposed the concept of a computer made of a standard processor and an array of"reconfigurable"hardware.
Tarihi ve özellikleri ==Yeniden yapılandırılabilir bilişim kavramı 1960larda Gerald Estrinin standart bir işlemci ve bir dizi yeniden yapılandırılabilir donanımdan oluşan bir bilgisayar kavramı öneren meşhur makalesinden beridir var olmuştur.

players are tasked with fighting through"splicers", the psychotic human population of the city, using weapons and an array of genetic modifications.
silahları ve bir dizi genetik modifikasyon kullanarak kentin psikodeli insan nüfusu olan'' mutantlar''( splicer) ile savaşmakla görevlendirilir.

Equivalently,"the fitness of the individual- having an array x of phenotypes- is the probability,
Eş değerli olarak, bir x dizisi fenotipine sahip bireyin seçilim değeri,

For example, if there are an array of dots and half the dots are moving upward while the other half are moving downward,
Örneğin, eğer sıralanmış noktalar varsa ve bu noktaların yarısı yukarıya doğru hareket ederken diğer yarısı aşağı

The concept of reconfigurable computing has existed since the 1960s, when Gerald Estrin's paper proposed the concept of a computer made of a standard processor and an array of"reconfigurable" hardware.
Yeniden yapılandırılabilir bilişim kavramı 1960larda Gerald Estrinin standart bir işlemci ve bir dizi yeniden yapılandırılabilir donanımdan oluşan bir bilgisayar kavramı öneren meşhur makalesinden beridir var olmuştur.

with pre-made MIDI keyboards, pre-made loops, an array of various instrumental effects, and voice recordings.
çeşitli enstrümantal efekt dizisi ve ses kayıtları ile birden fazla parça oluşturmasına olanak tanır.

The butterfly featured an array of colours and textures,
Kelebeklerin renkleri ve dokuları bir dizi özellik taşıdı,

read elementary school"children's book", it has an array of farting, belching,
velilerin bu konuda özür dilemelerini gerektiren bir dizi osuruk, gevezelik

It was absolutely clear that this piece of code was attacking an array of six different groups of,
Bu saldırı kodunun 6 farklı diziden,… oluşan birşeye saldırmak istediği,…

sitting near the central processing unit, an array of PCI slots,
merkezi işlem ünitesinin, bir dizi PCI yuvasının

For example, if an array of integers is stored in a region of the computer's memory starting at the memory cell with address 3000(the base address),
Tam sayılar bir dizinin bilgisayarın bellek adresi 3000( taban adresi) ile bellek hücreden başlayarak ve her tam sayı dört hücre( bayt)

But imagine a different scenario, where we could have had an array, a genetically diverse array, of cardiac cells, and we could have actually tested that drug,
Genetik olarak çeşitliliğe sahip olan kalp hücrelerinden bir düzenimizin olduğu, ve bu ilacı, yani Vioxxu petri kaplarında test edebildiğimiz başka bir senaryoyu hayal edin.

An array of big televisions.
Bir dizi televizyon.

What? When suddenly, an array of?
Aniden bir dizi… Ne?

I am looking for an array of stabbing instruments.
Saplamaya yarayan çeşitli aletler arıyorum.