AN ITEM in Turkish translation

• bir eşya
• bir şey
• bir parça
• bir öge
• bir madde
• bir öğe
• bir ürün
• bir nesne
• bir eşyayı
• bir ögeyi

Examples of using An item in English and their translations into Turkish

An item that I found here on his desk a little piece of paper.
Şurada masanın üstünde bulduğum bir nesne küçük bir kağıt parçası.

My pleasure. An item that Ms. Ebisu had ordered has just come in.
Bayan Ebisunun sipariş ettiği bir parça yeni geldi. Zevkle.

In anticipation of a sale, I need you to appraise an item. Cynthia.
Satışını beklediğimden dolayı, senden bir eşyayı değerlendirmeni isteyeceğim. Cynthia.

Thanks. left an item at the tailor, could you pick it up?
Teşekkürler. Terziye bir parça bırakmıştım, onu alabilir misin?

There's an item we want to buy at the auction.
Mezatta almak istediğimiz bir şey var.

You have to select an item which you want to remove first.
Öncelikle kaldırmak istediğiniz bir ögeyi seçmek zorundasınız.

I need you to appraise an item. Cynthia. In anticipation of a sale.
Satışını beklediğimden dolayı, senden bir eşyayı değerlendirmeni isteyeceğim. Cynthia.

Good afternoon. I have an item for your catalogue.
İyi günler. Elimde kataloğun için bir parça var.

Double-click an item to edit.
Bir ögeyi düzenlemek için çift tıklayın.

I would like to return an item.
Bir eşyayı geri vermek istiyorum.

I have an item for your catalogue. Good afternoon.
İyi günler. Elimde kataloğun için bir parça var.

But what he can't do is fence an item with someone's name engraved on it.
Ama başka birinin isminin olduğu çalıntı bir eşyayı satamazdı.

I was simply looking for an item that I had lost track of.
Sadece izini kaybettiğim bir eşyayı arıyordum.

I don't think you can return an item for spite.
Bir ürünü nispet yapmak için geri verebileceğinizi sanmıyorum.

You can't, uh, wash an item like this.
Böyle bir parçayı sen yıkayamazsın.

I invite you to help me… elaborate and decorate such an item.
Bir parçayı detalaylandırmak ve dekore etmek… için yardımınızı istiyorum.

We need you to retrieve an item.
Bir ürünü geri almanız gerek.

I did lose an item on board.
uçakta bir eşyamı kaybettim.

We have got an item here no home should be without.
Her evde olması gereken bir ürünle buradayız.

Within the game, Bbong Ssuni has an item.- He looks like him.
Ona benziyor. Oyunda Bbong Ssuninin bir eşyası var.