BACKS TO THEM in Turkish translation

[bæks tə ðem]
[bæks tə ðem]
onlara arkanızı dönmeyin
onlara arkalarınızı dönmeyin

Examples of using Backs to them in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Walk. Walk! I'm not going back to them.
Yürü. Onlara geri gitmeyeceğim.
We send back to them, huh? I mean, what about all those awesome cards?
Onlara geri yolladığımız o müthiş kartlar var ya?
She can change us back to them.
Bizi tekrar onlara dönüştürebiliyor.
And I will bring the boat back to them. I will take you home.
Ve tekneyi onlara geri getireceğim. Seni evine götüreceğim.
And I will bring the boat back to them. I will take you home.
Tekneyi onlara geri getireceğim. Seni eve götürüp.
You wanna get back to them.
Onlara tekrar kavuşmak istiyor musun?
They got Cruzita back to them.
Bunların üzerine Teutbergayı geri getirdi.
We must turn our backs to them with pride.
Sırtımızı onlara gururla dönmeliyiz. birlikte reddetmeliyiz.
Our revelations had certainly been recited to you, but you turned your backs to them.
Ayetlerimiz size okunuyordu da siz ökçeleriniz üzerine gerisin geri dönüyordunuz.
Our revelations had certainly been recited to you, but you turned your backs to them.
Gerçekten Benim ayetlerim size okunuyordu, fakat siz topuklarınız üzerinde geri dönüyordunuz;
the field of battle, do not turn your backs to them.
Ordu halinde kâfirlerle savaşmak için karşılaştığınızda, onlara arkanızı dönüp kaçmayın.
when you meet those who disbelieve marching for war, then turn not your backs to them.
toplu olarak kafirlerle karşılaştığınız zaman, onlara arka çevirmeyin savaştan kaçmayın.
Go back to them.
Onlara karşılık ver.
I wrote back to them.
Onlara geri yazdım.
Let's go back to them.
Onlara geri dönelim.
Give the money back to them.
Parayı onlara geri ver.
We must turn our backs to them with pride.
Birlikte reddetmeliyiz. Sırtımızı onlara gururla dönmeliyiz.
When you meet those who disbelieve, in a battle-field, never turn your backs to them.
Savaş için ilerlerken, inkar edenlerle toplu halde karşılaştığınızda onlara arkanızı dönmeyin.
do not turn your backs to them.
İnkâr edenlerle savaşmak üzere karşılaştığınızda, sakın onlara arkalarınızı dönmeyin!
O you who believe! when you meet those who disbelieve marching for war, then turn not your backs to them.
Ey inananlar, size karşı düşmanca harekata geçen kafirlerle karşılaştığınızda, onlara arkanızı dönmeyin.
Results: 9367, Time: 0.0469

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish