BLINKED in Turkish translation

[bliŋkt]
[bliŋkt]
göz kırptı
a wink
blinking
göz kırptın
a wink
blinking

Examples of using Blinked in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
While I was talking to him, he blinked.
Onunla konuşurken, gözlerini kırptı.
The neighbourhood patrol shot her point-blank and nobody so much as blinked an eye.
Göz kırptı olarak çok ve kimse Mahalle devriye onu dolaysız vurdu.
Who blinked?
Kim kırptı?
She blinked?
O kırptı?
God blinked and the whole world disappeared?
Tanrı göz yumdu ve tüm dünya yok oldu?
Commander Jeremiah Denton blinked his eyes to spell out torture" in Morse code.
Gözlerini kırpıyordu. Komutan Jeremiah Denton mors alfabesiyle işkence'' anlamına gelecek şekilde.
His asshoIe blinked, but we got him.
Deliğini kırptı ama çektik.
Blinked again.
Yine kırptın.
Did you blink when I blinked?
Ben göz kırptığım da mı kırptın?
She blinked her eyes.
O, gözlerini kırptı.
Blinked several times.
Birkaç kez kırptı.
Tom blinked his eyes.
Tom gözlerini kırptı.
Lady Malvern blinked.
Lady Malvern kırpıştırdı.
He blinked? What does that mean?
O ne demek? Göz mü kırptı?
You were right. One of them blinked.
Haklıydın. Biri gözlerini kırpıştırdı.
Honestly, it was like death and I had a staring match and, well, death blinked.
Cidden, Azrail ile bakışma yarışına girmiş gibiydik ve Azrail göz kırptı.
when it Looked back at us… you blinked.
Ama o bize baktığında sen gözünü kırptın.
So, if he says blink, I suggest you blink.
O yüzden gözünü kırp derse bence gözünü kırp.
I'm not blinking already.
Ben zaten yanıp sönme değilim.
Have you seen her blink?
Hiç göz kırptığını gördün mü?
Results: 47, Time: 0.0594

Top dictionary queries

English - Turkish