CARD in Turkish translation

[kɑːd]
[kɑːd]
kart
card
postcard
pass
kâğıt
paper
card
bucks
quid
pulp
kartı
card
postcard
pass
kağıt
paper
card
bucks
quid
pulp
kozunu
leverage
trump
bargaining chip
ace
play
kartını
card
postcard
pass
kartın
card
postcard
pass

Examples of using Card in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Do you like card tricks? Yeah?
Evet. Kâğıt numarası sever misin?
Time to get right, and delight others. Card tricks take soothing focus.
Kâğıt numarası yapmak teskin edici bir odaklanma ve iyi zamanlama gerektirir.
Knowing Sherry, she probably hasn't played her last card yet.
Eğer Sherryyi tanıyorsam, son kozunu henüz oynamamıştır.
Okay. So I should do card tricks?
Yani kâğıt numarası mı yapayım? Peki?
He's playing his last card. They're coming!
Geliyorlar! Son kozunu oynuyor!
Card tricks were just an example.
Kâğıt numarası sadece bir örnekti.
So I should do card tricks? Okay.
Yani kâğıt numarası mı yapayım? Peki.
Seems like every time I see you, you're playing the race card, Frank.
Seni ne zaman görsem ırk kozunu oynuyorsun, Frank.
Best you remember who would you cheat out of $50 in a card game!
Kâğıt oyununda kimden hileyle 50 dolar aldığını hatırla!
No, no, I won it in a card game.
Hayır, hayır, onu kâğıt oyununda kazanmıştım.
At least with Penn and Teller, the quiet one does card tricks.
Penn ve Tellerda sessiz olan en azından kâğıt numarası yapardı.
Card games, Albert plays them all.
Albert hepsini oynar. kâğıt oyunları.
Does it make sense if a professional gambler plays card with grannies?
Profesyonel bir kumarcı ninelerle kâğıt oynar mı?
I let you buy feminine hygiene products with my supermarket club card.
Süpermarket kartımla kadın temizlik ürünleri almana izin verdim.
JARVIS, contact all Avengers via ID card.
JARVIS… Kimlik kartlarından tüm Yenilmezlerle kontak kur.
The data on her SIM card.
Sim kartındaki bilgiler.
It's a good thing that you had your card with you when they performed the wallet biopsy.
Cüzdan biyopsisi yaptıklarında kartınızın… yanınızda olması çok iyi olmuş.
This is the address that's on the credit card.
Kredi kartındaki adres bu.
Luckily, a credit card just did the talking.
Şansımıza kredi kartlarından biri konuştu.
New card, new identity. You have everything you need.
Yeni kimlik yeni kartlar. Gerekli olanlar bunlar.
Results: 17588, Time: 0.0593

Top dictionary queries

English - Turkish