Examples of using Combs in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Replacement combs are being issued now.
Yeni taraklar şu ana değiştiriliyor.I sell combs for lice.
Have you got the combs?
Tarakları hallettin mi?Combs down.
Taraklar insin.selling combs and mints in the men's room.
Erkekler tuvaletinde tarak ve sakız satıyor.It's used in salons to disinfect combs, clippers and scissors.
Kuaförlerde tarakları, tırnak makaslarını, makasları dezenfekte etmek için kullanılıyor.Everything for rupees 10, combs, mirrors, oil.
Ne alırsan 10 rupi, taraklar, aynalar, saç yağları.I will take a tin of Skoal and, uh… two combs.
Bir kutu tütün ve iki tane tarak alacağım.The collection combs on each side are usually connected to respective Leyden jars.
Her bir taraftaki toplama tarakları genellikle Leyden kavanozu ile tek tek bağlanır.Combs don't grow on trees, Lisa. I remember.
Hatırlıyorum onu. Taraklar ağaçta yetişmiyor Lisa.Hairbrush and combs.
Saç fırçası ve tarak.The scene is"Natasha's combs.
Sahne'' Natashanın tarakları.Buttons, combs.
Düğmeler, taraklar.But… you see… we don't use combs.
Ama… şey… biz tarak kullanmıyoruz.Yes, the combs.
Evet, tarakları.beads and combs for your wives.
boncuklar eşleriniz için taraklar.Natasha dropped her combs in the snow.
Natasha taraklarını karın içine düşürdü.Plus, I got some of the blue liquid they put combs in.
Ayrıca, taraklara sürdükleri mavi sıvıdan biraz aldım.Mercy, can I have your combs?
Mercy, taraklarını ben alabilir miyim?Why two combs and two toothbrushes?
Neden iki tane tarağınız ve diş fırçanız olduğunu sorabilir miyim?
