COMMUNICATOR in Turkish translation

communicator
iletişimini
communication
contact
communicate
comm
com
comms
transmission
telecommunications
iletişim cihazını
telsizine
radio
walkie-talkie
wireless
comms
comm
cordless
haberleşme cihazını
sinyâl cihazımı
i̇letişimci
communication
contact
communicate
comm
com
comms
transmission
telecommunications
iletişimci
communication
contact
communicate
comm
com
comms
transmission
telecommunications
iletişimciyi
communication
contact
communicate
comm
com
comms
transmission
telecommunications
i̇letişim cihazı

Examples of using Communicator in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Communicator must be broken.
İletişim cihazı bozulmuş olmalı.
I think the communicator is translating for us.
Sanırım iletişim cihazı tercüme ediyor.
Okay, put this communicator in your ear.
Tamam, bu iletişimciyi kulağına koy.
My guest today is celebrated paranormal communicator.
Bugünkü konuğum ünlü paranormal iletişimci.
Orbital communicator, level 10.
Yörünge iletişim, 10. aşama.
I need that communicator!
İletişim cihazım bana lazım!
Pegasus coming in on communicator, sir.
Pegasus iletişime geçiyor efendim.
Because I don't have my communicator.
Çünkü iletişim cihazım yanımda değil.
I borrowed the doctor's communicator.
Doktorun iletişimcisini ödünç aldım.
Open communicator channel.
İletişim kanallarını açın.
Do you have your communicator?
İletişim cihazın yanında mı?
Think the cold penetrating communicator.
Sanırım… soğuk… iletişim… cihazını… etkiliyor.
Did you lose your little communicator?
Küçük iletişim cihazınızı kayıp mı ettiniz?
You have your breathing tanks and communicator?
Oksijen maskelerinizi ve telsizinizi aldınız mı?
It's a turtle communicator, so you can find us when you have got your crew.
Bu bir kaplumbağa haberleşme cihazı. Ekibinleyken bize bununla ulaşabilirsin.
When the communicator sounds like my screwdriver, that means you're facing the right way.
Telsizin sesi tornavidanınki gibi olduğunda doğru yöndesin demektir.
I left my communicator.
İletişim aletimi bıraktım.
Did you lose your little communicator? I was waiting for your call?
Aramanızı bekliyordum. Küçük iletişim cihazınızı kayıp mı ettiniz?
Touching the plant. Making the communicator, turning pages in a book.
İletişim cihazını yapmak, kitabın sayfalarını çevirmek… bitkilere dokunmak.
Orbital communicator, level 10.
Yörünge iletişim, 10.
Results: 120, Time: 0.1015

Top dictionary queries

English - Turkish