CORRECTIVE in Turkish translation

[kə'rektiv]
[kə'rektiv]
düzeltici
to be fixed
to improve
amends
ortopedik
orthopedic
orthopaedic
corrective
bir ıslah
corrective
correctional
's a reform
toplanıp zorla düzeltme ameliyatına sokulacaklar

Examples of using Corrective in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
while political expert Albert Musliu applauds a consolidated opposition as a corrective to the current government.
siyaset uzmanı Albert Musliu birleşik muhalefete görevdeki hükümeti düzeltici olarak övgüde bulundu.
As part of its Trustworthy Computing initiative, Microsoft took corrective steps to fix Outlook's reputation in Office Outlook 2003.
Microsoft, Güvenilir Bilgi İşlem girişimi kapsamında, Outlookun Office Outlook 2003teki itibarını düzeltmek için düzeltici adımlar attı.
for improving the ophthalmoscope and corrective lenses for use after removal of a cataract from the eye.
katarakt ameliyatlarından sonra kullanılan düzeltici lenslerle ilgili yaptığı çalışmalarla da bilinir.
A 51-year-old patient underwent the corrective surgery.
51 yaşındaki hasta düzeltici cerrahi geçirdi.
be rounded up and probably forced into corrective surgery.
bütün bu kadınlar toplanacak ve muhtemelen düzeltici ameliyata zorlandı.
Emperor Nero is also said to have watched the gladiatorial games using an emerald as a corrective lens.
İmparator Nero da düzeltici mercek gibi bir zümrüt kullanılarak gladyatör oyunları izlediğini söylemiştir.
its condition is assessed and a potential programme for corrective measures is developed in cooperation with the State Party involved.
önce durumu değerlendirilir ve ilgili taraf devletin işbirliğiyle düzeltici tedbirler için potansiyel bir program geliştirilir.
And very likely spending the rest of their lives in prison. undergoing forced corrective surgery, The women of this colony could be back on Moclus.
Bu kolonideki kadınlar Moclusa dönebilirdi… düzeltme ameliyatına alınabilirdi… ve büyük ihtimalle hayatlarının kalanını hapiste geçirebilirlerdi.
its body rotation and initiate very, very fast corrective maneuvers.
gövde dönüşünü algılayarak son derece hızlı düzeltme manevraları yapabilir.
Did you know that's how they do that corrective eye surgery? Speaking of peeling eyeballs?
İşeyen gözlerin konuşması,- Öyle. Göz ameliyatlarının ne kadar düzeltici Olduğunu biliyor musun?- Öylemi?
Critics of the government have raised new concern over yob culture after teenagers that attacked Cambridge politics student Sandy Mardell were released from Belmarsh prison before Mardell had left hospital having had several months of corrective facial surgery.
Maganda kültürü ile ilgili yeni endişeleri içeren hükümet eleştirileri artıyor Cambridge Siyasal öğrencisi Sandy Mardelle saldıran gençler Mardell hastaneden çıkmadan Belmarsh hapishanesinden serbest bırakıldılar Mardell birkaç aydır düzeltici yüz ameliyatı geçiriyor.
He's got a nanny, a shrink, he wears corrective shoes he goes to private school,
Bakıcısı var, psikiyatrı var, ortopedik ayakkabı giyiyor özel okula gidiyor,
that due to the elections and the new government, there is no one in the country capable of making serious decisions for the next six months, leaving the IMF to play a corrective role.
yeni hükümet yüzünden ülkede önümüzdeki 6 ay boyunca ciddi kararlar alabilecek kimsenin olmadığını savunarak, düzeltici rol oynama işini IMFye bırakıyor.
cases of fraud and irregularity, but said it would reverse the decision after Sofia takes corrective action.
usulsüzlük olayları yüzünden kaldırmakla birlikte, Sofyanın düzeltici adımlar atması sonrasında kararı geri çevireceğini de belirtti.
project is not as planned and requires immediate attention and corrective actions to turn it to Green status.
Kırmızı, işin veya projenin planlandığı gibi olmadığını gösterir ve hemen dikkat ve düzeltici eylemler gerektirir Yeşil durumuna çevirmek için.
Proposed Corrective Action.
Önerilen Düzeltici Eylem.
Indicating multiple corrective surgeries.
Birden fazla düzeltici ameliyatı gösteriyor.
I need corrective lenses.
Düzeltici lenslere ihtiyacım var.
We must apply corrective measures.
Biz düzeltici önlemleri uygulamalıyız.
Crack gave him some corrective training.
Crack ona düzeltici eğitim verdi.
Results: 196, Time: 0.0537

Top dictionary queries

English - Turkish