CURL in Turkish translation

• curl
• kıvırabilir
• bukle
• kıvrık
• kıvrımının
• rotasyonel
• kıvır kıvır

Examples of using Curl in English and their translations into Turkish

Trim, cut and curl, you don't have to be a girl.
Süsler, keser ve kıvırırım. Kız olmanıza da gerek yok.

Lip curl, forced eye contact.
Dudak kıvrıldı, zoraki göz teması.

Well, actually, if you look, there's clearly a gap in the curl.
Aslında bakarsanız kıvrımda net bir boşluk var.

Curl up on the couch, and watch some TV. I just want to finish cleaning.
Etrafı temizleyip, koltuğa kıvrılıp biraz televizyon izlemek istiyorum.

Shoot the curl, babe.
Bukleni at, bebek.

Curl my tongue to death?
Dilimi kıvırıp intihar mı ederim?

She gets this sexy little lip curl.
O seksi dudaklarını kıvırır.

Curl my eyelashes.
Kirpiklerimi kıvırsana.

I love the way your toes curl right before you fire.
Ateş etmeden hemen önce ayak parmaklarının kıvrılışına bayılıyorum.

And mistakes that make your toes curl with embarrassment.
Ve parmaklarımıza utanç verici kıvırmalar yapan hatalar.

I will teach you the Hudson's curl.
Sana Hudson buklesini öğreteyim.

Rain makes your hair curl!
Rüzgar saçlarını kıvırcık yapacak!

Each wave and curl of the subject's own hair is reproduced.
Her büklüm ve dalga söz konusu saçın kendisinden üremiş.

Tell her later, Curl, huh? I will tell my wife.
Sonra söylesen Curly, ha? Karıma söyleyeyim.

Not one golden curl on her head. I never harmed her.
Onun o altın saçının tek bir teline bile zarar vermedim.

Cheesy Curl?- No, thank you.
Peynirli kraker?- Hayır, sağol.

That's not a curl.
Bu bir bukle değil.

That is not a curl.
Bu bir bukle değil.

This is a curl. That"s a whirl.
Bu bir bukle, bu ise fırdöndü.

Who is who-♪ Curl of lip.
Hangisi kim? Bükülen dudak.