Examples of using Define in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
He's alive. Countless choices define our fate.
Define normal. Well, no, not normal, normal.
Define"friends. Do people invite her to things?
I don't think so. It's easy to let external factors… define us.
And nothing else. Guys, it says here that our relationships define us.
Define"treason and murder," Mr. Haas.
Vatana ihanet ve cinayet'' nedir tanımlayın Bay Haas.Define it in just one word.
Their lives define mine.
Onların hayatı, benimkini belirliyor.Well, no, not normal, normal. Define normal.
Eh, hayır, normal değil, değil. Normali tanımla.Do people invite her to things? Define"friends.
Tanımlamak arkadaşım İnsanın ona davet etti.It's easy to let external factors… define us. I… I don't think so.
Dış faktörlerin bizi tanımlamasına izin vermek kolay. Hiç sanmıyorum.Define policies for remote widgets.
synaptic pathways that define you as an individual.
seni bir birey olarak tanımlıyor.Define normal.
Normali tanımlayın.I wouldn't define it that way.
Ben olsam öyle tarif etmezdim.Define friends.
Tanımlamak arkadaşlar.We all have our flaws and we can't let that define us.
Ve bunun bizi tanımlamasına izin veremeyiz. Hepimizin kusurları var.So let's say that I'm going to take-- let's define n.
Define the standard tabulator of this environment.
Bu ortam için standart tablolayıcıyı belirle.Countless choices define our fate.
Sayısız seçenekler kaderimizi tanımlıyor.
