Examples of using Explains everything in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Explains everything except the fact that it's not.
Öyle olmadığı gerçeği dışında her şeyi açıklar.Well, that explains everything.
Yani, bu herşeyi açıklıyor.You're a CEO", as if that explains everything.
Cause if she's dead already, that explains everything.
Çünkü çoktan ölmüşse, bu her şeyi açıklar.Look. This explains everything.
Bak, bu herşeyi açıklıyor.That explains everything. It's a hologram.
Hologram bu. Bu her şeyi açıklıyor.Heavy metal poisoning explains everything.
Ağır metal zehirlenmesi, her şeyi açıklar.That explains everything.
Doğru bu herşeyi açıklıyor.That explains everything. Jack!
Jack! Bu her şeyi açıklıyor.I think it explains everything.
Sanırım bu herşeyi açıklıyor.Jack! That explains everything.
Jack! Bu her şeyi açıklıyor.It's cancer. Leukemia explains everything.
Kanser. Lösemi herşeyi açıklıyor.To the flushed cheeks. It explains everything, from the violent outbursts.
Bu saldırganlaşmasından, morarmış yanaklarına kadar her şeyi açıklıyor.Oh, well, that explains everything.
Ha-ha. Bu herşeyi açıklıyor.takes out the kidneys, explains everything.
yanında götürür. Her şeyi açıklıyor.Hep"C" explains everything.
Hepatit C herşeyi açıklıyor.But it explains everything. I know it sounds crazy.
Kulağa delice geldiğini biliyorum ama bu her şeyi açıklıyor.Well, that explains everything.
Şey bu herşeyi açıklıyor.He thinks that explains everything.
Lacona göre bu her şeyi açıklıyor.Petey! Well, that explains everything.
Petey! Şey, bu herşeyi açıklıyor.
