FLASHY in Turkish translation

['flæʃi]
['flæʃi]
parlak
bright
shiny
brilliant
sparkly
luminous
glossy
radiant
glorious
glowy
glitter
gösterişli
show
vanity
theatricality
seen
showoff
flaunting
panache
ostentatious
pretension
pretentious
göz alıcı
glamorous
radiant
spectacular
gorgeous
flashy
eye-catching
glittering
flamboyant
dazzling
jazzy
havalı
air
weather
aerial
airborne
sky
göz kamaştırıcı

Examples of using Flashy in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Skaar like flashy screen.
Skaar göz kamaştırıcı ekranları sever.
White so flashy. Hey, hey. I never saw.
Beyazı hiç bu kadar gösterişli görmedim. Hey.
No flashy stunts for us.
Bizim için parlak hareketler yoktur.
And females like bright, flashy colours.
Dişiler de parlak ve göz alıcı renkleri sever zaten.
So, you like flashy shirts then?
Yani, cafcaflı tişörtler giymeyi seviyorsun, sonra?
Hey, hey. white so flashy. I never saw.
Beyazı hiç bu kadar gösterişli görmedim. Hey.
Wearing flashy ties and collars.
Parlak kravatlar ve yakalarla.
A big, flashy show that we can't afford.
Altından kalkamayacağımız büyük, cafcaflı bir gösteri.
It's a big, flashy target. I don't know.
Bilmiyorum. Büyük, gösterişli bir hedef.
And females like bright, flashy colours.
Dişiler de parlak ve göz alıcı renkleri sever.
Wield not Lightning's flashy sword.
Parlak kılıcını değil Şimşeğin.
A big, flashy show.
Altından kalkamayacağımız büyük, cafcaflı bir gösteri.
I don't know. It's a big, flashy target.
Bilmiyorum. Büyük, gösterişli bir hedef.
She's not flashy.
Parlak değil.
the tight rubber armor and that flashy car.
sıkı kauçuk zırhı ve o gösterişli arabası.
That thing? Yeah, it's a little flashy.
Bu bir… Evet biraz cafcaflı.
It's red. It's too flashy.
Kırmızı, çok parlak.
big, flashy life.
büyük, gösterişli hayat.
You know, showy, flashy, froufrou.
Bilirsin, gösterişli, cafcaflı, cicili bicili.
And a trunk full of flashy suits.
Bir sandık dolusu parlak elbiseler.
Results: 234, Time: 0.0756

Top dictionary queries

English - Turkish