I'M GOING TO KILL in Turkish translation

[aim 'gəʊiŋ tə kil]
[aim 'gəʊiŋ tə kil]
öldürmeye gidiyorum
öldürecegim
i will kill
i'm gonna kill
i'm going to kill
öidüreceğim
i will kill
i'm gonna do
i'm going to kill
öldüreceğim
i will kill
i'm gonna kill
die
i would kill
i shall kill
i will murder
are dead
i'm gonna murder
to death
kleber tüm dünyada seni öldüreceğim

Examples of using I'm going to kill in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
I'm going to kill you, you little bitch!
Çık arabadan! Seni geberteceğim seni sürtük!
I'm going to kill you!
Gidelim. -Geberteceğim seni!
I'm going to kill him.
Yanına gitmelisin. Onu öldürmeyeceğim.
Let's go! Come on, I'm going to kill you!
Hadi, seni öldüreceðim! Hadi! Ýbne!
I'm going to kill you now.
Şimdi seni öldüreceğim… ve son beyin kaydınla seni klonlayacağım.
I'm going to kill you now.
Seni klonlayacağım… ve son beyin kaydınla Şimdi seni öldüreceğim.
Stop it. I'm going to kill you.
Ulan şimdi geberteceğim seni. Devam et.
I'm going to kill him!
İşte başlıyoruz! Onu öldüreceğim!
All right? I'm going to kill myself?
Kendimi öldüreceğim. Tamam mı?
I'm going to kill you. Do you understand?
Anladınız mı? Sizi öldürürüm. Karar sizin?.
I'm going to kill you and everyone you know.
Hemen. Seni ve tanıdığın herkesi öldüreceğim.
I'm going to kill you with your own father's blade. Run!
Hadi koş! Seni kendi babanın kılıcıyla geberteceğim!
I'm going to kill you all!
İlki gitti. Hepinizi öldüreceğim!
Now I'm going to kill Zhao.
Şimdi Zhao Huaianı öldürmeye gidiyorum.
But I'm going to kill you.
Ama seni ben öldürücem.
Oh, my God, if that is car keys, I'm going to kill you.
Aman Tanrım, eğer bu bir araba anahtarıysa seni ödüreceğim.
I have to kill her because I'm going to kill her brother.
Onu öldürmek zorundayım çünkü ağabeyini öldürmem gerekiyor.
I swear, Grumps, I'm going to kill you!
Yemin ederim Suratsız seni geberticem!
Now it's hurting me, and now I'm going to kill some Jews under the floor.
Şimdi bu beni incitiyor. Ve şuradan bir kaç Yahudi öldürmeye gidiyorum.
I'm going to kill you live, but that doesn't mean you can't suffer privately first.
Seni canlı yayında öldüreceğim. Ama bu öncesinde özel olarak acı çekmeyeceğin anlamına gelmiyor.
Results: 53, Time: 0.0668

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish