I AVOID in Turkish translation

[ai ə'void]
[ai ə'void]
kaçınıyorum
i avoid
kaçınırım
avoid
kaçıyorum
i'm avoiding
i'm running
running away
escaping
am going
will run
am outa here
got to run
i'm out
sakınıyorum
i avoid

Examples of using I avoid in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Normally, I avoid relying on the testimony of a man whose name's been written in blood, calling him a liar.
Normalde, adı duvarlara kanla'' yalancı'' olarak yazılan adamların tanıklığına güvenmekten kaçınırım.
Hell yes. on the testimony of a man whose name's been written in blood, calling him a liar. Normally, I avoid relying.
Evet. Normalde, adı duvarlara kanla'' yalancı olarak yazılan adamların… tanıklığına güvenmekten kaçınırım.
So I avoid wine and pastrami sandwiches and baked potatoes with butter
Şarap ve pastırmalı sandviçten kaçınıyorum etli ve tereyağlı fırında pişirilmiş patatesten
Normally, I avoid relying written in blood, calling him a liar. Hell yes. on the testimony of a man whose name's been.
Evet. Normalde, adı duvarlara kanla'' yalancı olarak yazılan adamların… tanıklığına güvenmekten kaçınırım.
Your mother's got a look too, which is why after sunset I avoid all eye contact.
Annenizin de bir bakışı var. İşte bu yüzden gün batımından sonra göz temasından kaçınıyorum.
Even if I avoid conviction, I have no mandate to lead,
Mahkumiyetten kurtulsam bile artık yöneticilik konumunda değilim,
And chapter 11--"The Truth About Divine intervention and Why I Avoid It at All Costs.
Bölüm 11 İlahi müdahale ile ilgili gerçekler ve neden bundan tamamen kaçındığım.
Since I'm not so good at swimming, I avoid swimming in water that's over my head.
Yüzmeyi çok iyi bilmediğim için, boyumu aşan suda yüzmekten sakınırım.
I mean, yeah, okay, I think that you obsess about cases, and you think I avoid them.
Yani, ben senin davalara takık olduğunu düşünüyorum sen de onları engellediğimi düşünüyorsun.
I avoided confrontation.
Çatışmadan kaçındım.
I avoided exhibiting these photographs for years, and I was right to.
Bu fotoğrafları yıllardır sergilemekten kaçındım ve doğru olanı yaptım.
Getting appointed, I avoided that whole campaign circus.
Seçildikten sonra, tüm bu kampanya soytarılığından kaçındım.
I avoided the main arteries.
Ana atardamarlardan kaçındım.
So I avoided going in the water.
Sonuçta suya girmekten kaçındım.
At the beginning I avoided this but then I had to repeat their Obscenities.
Başlarda bundan kaçınıyordum ama sonraları ettikleri küfürleri tekrarlamam gerekti.
I am so glad that I avoided that talk with Lauren.
Laurenle konuşmayı atlattığım için o kadar mutluyum ki.
I avoided until I twisted a muscle.
Kaçtım, kaslarım parçalana kadar.
I guess I avoided Catherine's spies.
Kurtuldum sanırım. Catherinein casuslarından.
I avoided going home, so don't start crying here.
Bu yüzünden burda ağlama sakın. eve gitmeye çekiniyorum.
But I avoided her eyes.
Gözüne görünmedim yine de.
Results: 41, Time: 0.0692

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish