IN A CAFÉ in Turkish translation

bir kafede
cafe
café
a coffee shop
bistro
bir cafede
cafe
café
coffee shop

Examples of using In a café in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Exhibit 6- and died of them and you found her dead. and of how your wife took these pills in which you talk of meeting a man in a café.
Bu senin ilk ifadendi, Belge 6, burada kafede bir adamla tanıştığından, eşinin… o hapları alışından… ve bunlardan dolayı öldüğünden ve onu ölü olarak bulduğundan söz ediyorsun.
in which you talk of meeting a man in a café, Exhibit 6.
Belge 6, burada kafede bir adamla tanıştığından, eşinin… o hapları alışından… ve bunlardan dolayı öldüğünden ve onu ölü olarak bulduğundan söz ediyorsun.
And of how your wife took these pills Exhibit 6- in which you talk of meeting a man in a café, and died of them and you found her dead.
Bu senin ilk ifadendi, Belge 6, burada kafede bir adamla tanıştığından, eşinin… o hapları alışından… ve bunlardan dolayı öldüğünden ve onu ölü olarak bulduğundan söz ediyorsun.
And died of them and you found her dead. Exhibit 6- in which you talk of meeting a man in a café, and of how your wife took these pills.
Bu senin ilk ifadendi, Belge 6, burada kafede bir adamla tanıştığından, eşinin… o hapları alışından… ve bunlardan dolayı öldüğünden ve onu ölü olarak bulduğundan söz ediyorsun.
a man who stormed in a café and shot at his ex-girlfriend injuring also six other people in the café was first released,
Sadece dört saldırgan tutuklandı; bir kafeyi basarak eski sevgilisine ateş eden ve kafedeki altı kişiyi daha yaralayan bir
In a café in Belgrade.
Belgradda bir kafede.
In a café, perhaps.
Belki de bir kafede.
In a café out near us.
Bu yakınlardaki bir kafede.
She works in a café near here.
Buraya yakın bir kafede çalışıyor.
No. In a café near the Odeon.
Odeon yakınlarında bir kafede. Hayır.
At night I play piano in a café.
Gecede bir kafede piyano çalıyorum.
No. In a café near the Odeon.
Hayır. Odeon yakınlarında bir kafede.
A man should read when in a café.
Erkekler kafelerde kitap okumalı.
You were sitting in a café, writing.
Bir kafede oturmuş yazıyordun.
In a café near the Odeon. No.
Odeon yakınlarında bir kafede. Hayır.
In a café near the Odeon. No.
Hayır. Odeon yakınlarında bir kafede.
And at night I play piano in a café.
Gecede bir kafede piyano çalıyorum.
In a café, I called Admiral DarIan a jackass.
Bir kafede Amiral Darlant için o mankafanın tekidir dedim.
He's in a café across the street.
Caddenin karşısındaki cafede oturuyor.
usually in a café.
genellikle de bir kafede.
Results: 503, Time: 0.1034

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish