Examples of using Kafede in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ben Gwen. Kafede tanışmıştık.
Gazeteye birşeyler yazan kız? geçen gün, şu kafede.
Gazeteye birşeyler yazan kız? geçen gün, şu kafede.
Kim bilir belki çocuk hâlâ kafede beni bekliyordur.
Gündür flört ettiğim bir pasta var aşağıdaki kafede.
Geçen gün kafede bir şeye bakıyordun.
Tangierdeki kafede, Aidan Marshı beklerken.
Pekala gelip alt katta kafede seni bekleyebilir miyim?
Geçen hafta kafede tanıştığım yeni bir gitaristi çektim.
Kafede bekle.
Ciddiyim, kafede kızın poposuna avuçladığınıd gördüm.
Bu kafede kazandığım ilk dolar.
Kafede otururken beni bırakıp kaçmıştın.
Kafede tanıştığım kız Öyle mi?
Biliyor musun, kafede çok fazla tatlı çeşidim var.
Öldüğü gün kafede onunla buluştuğunu hatırlıyor musun?
Olaydan önce kafede Meyer Lansky ile karşılaştım.
Peki ya kafede durum nedir?
Kafede, sinemada.
Babam kafede çalışıyor.