IN FRONT OF THE STORE in Turkish translation

• dükkanın önünde
• mağazanın önünde
• marketin önünde
• mağazanın önündeki
• dükkânın önünde

Examples of using In front of the store in English and their translations into Turkish

cigarettes here. She always gets out of a taxi in front of the store.
sigara alırdı. Sürekli dükkânın önünde taksiden inip.

She always gets out of a taxi in front of the store and buys beer and cigarettes in our convenience store..
Bizden bira ve sigara alırdı. Sürekli dükkânın önünde taksiden inip.

What? What would I tell you two… about dealing in front of the store?
Satış yapmak konusunda ne söyledim? Siz ikinize dükkanın önünde… Ne?

But the guy who lives in the box in front of the store wouldn't buy it for us.
Ama dükkanın önündeki kutunun içinde yaşayan adam bizim için gidip almadı.

If you would been there before you would know the carts in front of the store are for that.
Oraya daha önce gitmiş olsaydın, marketin girişindeki arabaların bunun için olduğunu bilirdin.

Will you forget you tied me up in front of the store or left me on a bus?
Beni bir dükkanın önünde veya bir otobüste unutacak mı diye?

Some teenagers are hanging out in front of the store.
Bazı gençler dükkanın dışında takılıyorlar.

Like this one chick, she's standing there, right in front of the store, and she starts to take off her.
Mesela bir gün bir hatun mağazanın tam önünde duruyordu.- Üzerini çıkarmaya.

Right in the front of the store.
Tam mağazanın önünde.

In the front of the store are for that. If you would been there before, you would have known that the carts.
Oraya daha önce gitmiş olsaydın,… marketin girişindeki arabaların bunun için olduğunu bilirdin.

Not only are they gonna hang my picture in the front of the store… but I also get to represent our entire district in the national Price Mart Olympics.
Sadece resmimi mağazanın önüne asmakla kalmayacaklar aynı zamanda ulusal Price Mart Olimpiyatlarında tüm bölümlerizi temsil edileceğim.

And they finally threw me out of the store in front of all my friends.
Ve onlar da tüm arkadaşlarımın önünde mağazadan dışarı attılar.

Tom's car was parked in front of the convenience store.
Tomun arabası dükkânın önünde park edilmişti.

Go make a wish in the fountain in front of the organ store.
Alet mağazasının önündeki çeşmede dilekte bulunmaya git.

This is from the security cameras In the liquor store in front of the motel.
Bunlar, motelin önündeki içki dükkanının güvenlik kamerası görüntüleri.

Don't let nobody hang out in front of the liquor store.
Kimsenin içki dükkanının önünde dikilmesine izin vermeyin.

There's a spot right in front of the liquor store.-No.
Tam içki dükkanının önünde bir yer var. -Hayır.

Yeah. over on Benson in front of the liquor store. All right, she's always selling squares.
Her zaman Bensonun… önündeki likör dükkânında sigara satar.- Evet.

What about them selling ass in the front of my store all day long?
Bütün gün dükkanımın önünde vücutlarını satmaları değil mi?

Turn right! Turn left in front of the convenient store.
Marketin önünden sola. Sağa dönüyor!