INFESTED in Turkish translation

[in'festid]
[in'festid]
dolu
full
hail
fully
a lot of
load
filled
packed
occupied

Examples of using Infested in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
the land infested with crocodiles.
timsahların istilasına uğramış araziler.
This house is infested with termites.
Bu ev termitler tarafından istila ediliyor.
A chiffchaffs plumage infested with lice.
Bir serçenin tüylerini bitler istila etmiş.
Whole cities infested with rats.
Bütün şehirleri fareler sarmıştı.
They're teeming with Jews, who infested France like parasites.
Orasi, birer asalak gibi, Fransayi istila eden Yahudilerle dolup tasiyor.
Forget that I was swarmed by dozens of Magog and my guts infested with parasites?
Bir düzine Magogun bağırsaklarımı parazitleriyle istila ettiğini unutayım mı?
That town's practically infested.
O kasaba hemen hemen istila edilmiş.
a land infested with crocodiles… Alligators.
timsahların istilasına uğramış araziler.
It's infested with cats.
Burası kedi istilasına uğramıştır.
The departure of the bats… Thousands of horrible flying creatures which infested the town for weeks. And on this same day there did occur.
Ve bu aynı gün orada meydana geldi haftalarca kasabayı istila. yarasalar kalkış… korkunç uçan yaratıkların Binlerce hangi.
Infested the town for weeks. And on this same day there did occur the departure of the bats… Thousands of horrible flying creatures which.
Ve bu aynı gün orada meydana geldi haftalarca kasabayı istila. yarasalar kalkış… korkunç uçan yaratıkların Binlerce hangi.
The slow death of the peasant world, who still survives populating continents, in thousands of swamps, along shark infested coasts, on islands carbonized by volcanoes.
Çiftçinin dünyasının yavaş ölümü hala kıtaları insanlarla dolduruyor binlerce bataklıklarda köpek balıklarla dolu kıyılarda ve yanar dağların tarafından yakmış adalarında.
Which infested the town for weeks. And on this same day, there did occur the departure of the bats, thousands of horrible flying creatures.
Ve bu aynı gün orada meydana geldi haftalarca kasabayı istila. yarasalar kalkış… korkunç uçan yaratıkların Binlerce hangi.
Thousands of horrible flying creatures which infested the town for weeks. And on this same day, there did occur the departure of the bats.
Ve bu aynı gün orada meydana geldi haftalarca kasabayı istila. yarasalar kalkış… korkunç uçan yaratıkların Binlerce hangi.
Is infested with african gambian pouch rats.
Kese sıçanlarıyla istila edildiğini söyledim. Bu yüzden ben
So I called Mr. McGulager and informed him that the community is infested with african gambian pouch rats.
Bu yüzden ben de Mr. McGulagerı aradım ve ona cemiyetin Gambiyalı kese sıçanlarıyla istila edildiğini söyledim.
Look who infested my town because he has nothing better to do with his eternity.
Ölümsüzlüğüyle ne yapacağını bilemediği için bakın kim kasabamı istila etmiş. Kardeşin ve ben ateşkes ilân ettik..
Kurt Hummel is wading into McKinley High's shark- infested political waters and ruing for senior class president.
Kurt Hummel, McKinleynin köpekbalığı kaynayan siyaset sularına daldı ve son sınıf öğrenciler başkanlığına adaylığını koydu.
Hodgins says the bear dug up the arm in a stand of western pine beetle infested Douglas fir.
Hodgins ayının kolu batı çam böceği istilasına uğramış Douglas köknarının altından kazıp çıkardığını söylüyor.
And Dr Zuwanie was forced to mine the roads. This area became infested with rebels in the'80s.
Bu alan 80li yıllarda isyancılar tarafından istila edilmiş… ve Dr. Zuwanie yollara mayın döşemeye zorlanmış.
Results: 67, Time: 0.0493

Top dictionary queries

English - Turkish