IS A BOX in Turkish translation

• bir kutu
• bir kutudur

Examples of using Is a box in English and their translations into Turkish

This is a box of MREs.
Kutuda hazır paket yiyecekler var.

But Diablo is a box canyon.
Fakat Şeytan Kanyonu kapalı kutudur.

Well, there's a box of spare parts down below.
Şey aşağıda yedek parçaların olduğu bir kutu var.

That is a box for a Betamax tape, not VHS.
O bir Betamax kasedi kutusu, VHS değil.

And all I have got is a box of slides.
Ve sahip olduğum tek şey de 6 kutu slide'' dedim.

An another thing: What the hell is a box?
Bir şey daha: Kalıp da nedir?

Please. To your right is a box.
Lütfen. Sağında bir kutu var.

On the right side… under the flooring, is a box.
Sağ tarafta… Döşemenin altında bir kutu var.

For some of the subjects, sitting in the far corner of a room is a box of Godiva chocolates,
Bazı denekler için ise, odanın öte tarafında bir kutu Godiva çikolatası,

The man who terrorised the Pacific Northwest for 20 years. All he has left is a box of teeth.
Pasifik Kuzeybatıya 20 yıl dehşet saçan adamın elinde tek kalan diş dolu bir kutu.

This is a box that lights up and plays music when you put some things on it and not others.
Bu üzerine belirli bir nesneyi koyduğunuzda ışıkları yanan ve müzik çalan bir kutu.

Uh, what's… what's that? Oh, that is a box that once contained a pregnancy test.
Şey, bir zamanlar hamilelik testi olan bir kutu.

But what he's really looking for is a box Benoit is on his way to buy.
Ama ne o gerçekten arıyor olduğunu bir kutu Benoit almak için yolda.

I got a message from my sister saying there's a box at your house with a fat suit in it.
Ardından kardeşimden evinin içinde şişman kıyafeti olan bir kutu olduğunu söyleyen bir mesaj aldım.

Quadratum Mortis(which means"Square of Death" in Latin) is a box game that is being produced for PS3 and it is expected
Quadratum Mortis, yani Er Meydanı, PS3 için üretilmekte olan bir kutu oyunu olup Ankara Kalkınma Ajansından Yenilikçi Uygulamalar Desteğini

It's a box. Probably not too different from the kind your dad put you in.
Babanın seni koyduğundan Bir kutu pek farklı değil.

It's a box! It's just a box!
Bu bir kutu. Sadece bir kutu.

It's a box! It's just a box!
Sadece bir kutu. Bu bir kutu.

Simply put, it's a box that collects orgone energy. Isaac?
Basit olarak, organik enerji toplayan bir kutudur. Isaac?

Actually, it was a box.
Aslında bir kutu verdiler.