IT CAN WORK in Turkish translation

[it kæn w3ːk]
[it kæn w3ːk]
işe yarayabilir
işe yaramadı ama senin doğumun seninle işe yarayabilir

Examples of using It can work in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
It can work for me.
Benim için de yaramalı.
There is a powerhouse, it can work.
Elektrik santrali var, o çalışabilir.
Did you know this thing is so wild, it can work?
Bu şeyin çok vahşi olduğunu, işe yarayabileceğini biliyor muydun?
He thinks it can work if we both try.
Eğer ikimiz de denersek yürüyebileceğini düşünüyor.
Tomorrow all this will be over, yeah? It can work.
Yarın bunların hepsi bitmiş olacak, tamam mı? -Yürür.
I'm not advising everyone to get married at 17, but it can work.
Yaşında evlenmeyi öneriyor değilim. Fakat işe yarayabiliyor.
I think it can work pretty well if we attach the hook to.
Sanırım kancayı buna eklersek, işimize yarayabilir.
It worked for her, it can work for us, but I need you to trust me.
Onda işe yaradı, bizde de işe yarayabilir, ama bana güvenmen lazım.
But it's your birthday, and it can work with you. It didn't work with the others.
Öbürlerinde işe yaramadı ama… senin doğumun, seninle işe yarayabilir.
It didn't work with the others, but it's your birthday, and it can work with you.
Öbürlerinde işe yaramadı ama… senin doğumun, seninle işe yarayabilir.
If we show them they can get high returns while doing a good thing, it can work.
İyi bir şey yaparken yüksek kazanç alacaklarını gösterirsek… işe yarayabilir.
put it into 10 patients in an FDA-approved trial-- and then one of our patients went on to have three Canadian Masters Downhill championships-- on his"pig-lig," as he calls it. So we know it can work.
sağlıklı büyük bir doku, ve bunu FDA onaylı çalışmada 10 hastaya koyduk, ve hastalarımızdan bir tanesi 3 tane Kanada Profosyonel Gezicilik şampiyonluğu kazandı-- kendi dediği şekilde, domuz ayağı üzerinde. Yani biliyoruz ki bu işe yarayabilir.
I read Alice Farr's report last night, and I think it could work.
Dün gece Alice Farrın raporunu okudum, işe yarayabilir.
It could work.
İşe yarayabilir. Melanie, başardık.
He take a gun with him, maybe it could work.
Belki yanında silah varsa işe yarayabilir.
It seems like it could work.
İşe yarayabilir gibi görünüyor.
fight a battalion. It could work.
bir tabur askerle savaş. işe yarayabilir.
It could work, but we don't know the route.
İşe yarayabilir ama rotayı bilmiyoruz.
As long as the weight is less than the buoyancy, it could work.
Ağırlık, kaldırma kapasitesinden daha az olduğu sürece, işe yarayabilir.
It could work.
İşe yarayabilir.
Results: 42, Time: 0.0605

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish