MORALITY in Turkish translation

[mə'ræliti]
[mə'ræliti]
ahlak
moral
morality
ethics
decency
ethical
vice
etik
ethical
ethics
moral
morality
erdem
virtue
grace
merit
morality
of dharma
ahlakı
moral
morality
ethics
decency
ethical
vice
ahlakın
moral
morality
ethics
decency
ethical
vice
ahlaka
moral
morality
ethics
decency
ethical
vice
etiklik
ethical
ethics
moral
morality
etiğinden
ethical
ethics
moral
morality

Examples of using Morality in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Excuse me Mrs. Morality.
Afedersiniz bayan. Erdem.
Does it speak? We are in a situation that is beyond morality.
Ahlakın ötesinde bir durumla karşı karşıyayız. Konuşuyor mu?
That hope is gone now because of you and your pathetic morality.
Bu umut senin ve o aptal ahlakın yüzünden yok oldu.
And your pathetic morality. That hope is gone now because of you.
O umut artık gitti çünkü sen ve senin zavallı ahlakın.
That hope is gone now because of you and your pathetic morality.
O umut artık gitti çünkü sen ve senin zavallı ahlakın.
Outside the bounds of morality, sanity, and reality. We stand together….
Sınırlarının dışında bir aradayız işte. Ahlakın, aklın, gerçekliğin.
We stand together… outside the bounds of morality, sanity, and reality.
Sınırlarının dışında bir aradayız işte. Ahlakın, aklın, gerçekliğin.
strength, morality even.
gücün hatta ahlakın bile aynen var.
Spare me your brainless countrified morality.
Lütfen bana taşra ahlâkından bahsedip canımı sıkma.
She's created her own morality.
Kendi etiğini yaratmış.
Private Doss. Waves his morality like it's some kind of badge of honor.
Er Doss ahlakını sanki bir tür onur madalyasıymış gibi öne sürüyor.
Yeah, but your religion isn't the same as morality.
Evet ama dinin ahlakla aynı şey değil.
Guilty of being against human morality.
İnsan ahlakına karşı olmaktan.
I didn't come here for a lesson in morality, Congressman.
Buraya ahlâk dersi dinlemeye gelmedim, Sayın Vekil.
There's too much at stake to let… my morality get in the way.
Ahlaklı kalmamı engelleyen… kaybedilecek çok şey var.
Morality, instead of immorality.
Ahlaksızlık yerine ahlakı..
We don't have time to debate morality.
Ahlâkı tartışmaya zamanımız yok.
Money and morality are like two cars on a one-lane road.
Para ve ahlâk, tek şeritli yoldaki iki araba gibidir.
Folks talk about morality like it's black and white.
Millet ahlaktan siyah veya beyazmış gibi bahseder.
She's created her own morality-- she's not gonna relinquish control.
Kendi etiğini yaratmış. Kontrolü elden bırakmayacak.
Results: 708, Time: 0.0737

Top dictionary queries

English - Turkish