ON A QUEST in Turkish translation

[ɒn ə kwest]
[ɒn ə kwest]
bir göreve
mission
task
assignment
duty
job
challenge
position
post
a commission
mandate
bir macerada
adventure
quest
escapade
bir görevim
mission
task
assignment
duty
job
challenge
position
post
a commission
mandate
arayışında
seeking
in search
looking for
in the pursuit
in his quest
in the hunt for
arayış
search
quest
seeking

Examples of using On a quest in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Listen, as long as I'm here, I'm on a quest with a bunch of newbs.
Dinle burada olduğum sırada bir grup çaylakla görevdeyim.
A male peacock jumping spider from Australia on a quest for a mate.
Erkek bir Avustralya sıçrayan örümceği bir eş arıyor.
I left on a quest for knowledge to better myself.
Kendimi daha iyi bir hâle getirebilmek için ilim arayışına çıktım.
Chinese firms have embarked on a quest to conquer the world market.
Çinli firmalar, dünya pazarını ele geçirmek için bir arayış başlattı.
This time, on a quest from which I may never return.
Bu sefer, belki de hiç dönmeyeceğim bir arayışta olacağım.
I'm already on a quest.
Zaten görevdeyim.
But we're already on a quest.
Ama biz zaten görevdeyiz.
Come join us on a quest Happy happy birthday.
Mutlu mutlu yıllar Gel bizimle maceraya katıl.
Fscx83\fscy83\fad}♪ Happy happy birthday♪{\fscx83\fscy83\fad}♪ Come join us on a quest♪.
Mutlu mutlu yıllar Gel bizimle maceraya katıl.
He went on a quest to find the point where the sky touches the Earth.
Gökyüzünün Dünyaya temas ettiği noktayı bulmak için bir arayışa girdi.
We are finding America's toughest off-roader on a quest from the Mojave Desert to Las Vegas.
Mojave Çölünden Las Vegasa bir macerada… Amerikanın en sağlam off-road aracını seçiyoruz.
On a quest, the clear path is never the right one.- Wait, what?
Bir macerada düzgün bir yol asla doğru olan değildir.- Bekle, ne dedin?
And bring all worlds into his Dark Dimension. on a quest to invade every universe… A being of infinite power and endless hunger.
Bütün evrenleri istila etme ve bütün dünyaları… kendi Karanlık Boyutuna getirme arayışında… sonsuz açlık ve mutlak güç varlığıdır.
And I remember thinking, uh I could never go on a quest like that because I'm not clean.
Sonra böyle bir serüvene hiç çıkamayacağımı düşündüm. Çünkü temiz değildim.
If you really are the Atreyu we sent for you would be willing to go on a quest?
Eğer sen gerçekten çağırdığımız Atreyu isen araştırmaya gidecek misin?
So, every spring, the goats must leave the safety of the cliffs and make a dangerous, three-day-long descent on a quest for these precious salts.
Yani keçiler her bahar uçurumlardaki güvenli ortamı terk edip değerli tuzları aramak için üç gün süren tehlikeli bir iniş yapmak zorundadırlar.
Research scientist Jennifer Heldmann… is also on a quest to find life on Mars… by understanding how microscopic organisms… survive in extreme environments on Earth.
Araştırmacı Jennifer Heldmann da Dünyadaki aşırı ortamlarda mikroskobik organizmaların nasıl hayatta kaldığını anlayarak Marsta yaşam bulmanın peşinde.
There I am to meet an academic'who wants to show me how the translation movement'took the Arabs to Egypt on a quest to break a code,'which they thought hid the secret of the dark art of alchemy.
Çeviri hareketinin; Arapları; karanlık simya sanatının sırrını sakladığını düşündükleri bir şifreyi kırmak arayışıyla nasıl Mısıra getirdiğini bana göstermek isteyen bir akademisyenle buluşmak üzere oradayım.
We're all on a quest.
Hepimiz bir arayış halindeyiz.
You're on a quest for visions.
Sen imge arayışındasın.
Results: 731, Time: 0.074

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish