Examples of using Perfect example in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
You have just given me the perfect example of unbridled jealousy.
Bana dizginlenemeyen kıskançlığın mükemmel bir örneğini sundun.A perfect example for this period.
Dönemi için fevkalade bir örnek.Perfect example.
Mukemmel ornek.Narrator Another perfect example.
Narrator Diğer harika örneğimiz ise.Perfect example. Look at Jim and Pam.
Mükemmel örnek, Jim ile Pame bakın.She is the perfect example of these humans.
Bu kadýn, insanlarýn mükemmel bir örneði.Look at Jim and Pam. Perfect example.
Mükemmel örnek, Jim ile Pame bakın.I did. perfect example… different rules.
Yaptım. Mükemmel örnek… Farklı kurallar.I did. perfect example… different rules.
Farklı kurallar. Mükemmel örnek… Yaptım.Perfect example… different rules.- i did.
Farklı kurallar. Mükemmel örnek… Yaptım.Perfect example… different rules.- i did.
Yaptım. Mükemmel örnek… Farklı kurallar.I did. perfect example… different rules.
Mükemmel örnek… Farklı kurallar. Yaptım.Perfect example… different rules.- i did.
Mükemmel örnek… Farklı kurallar. Yaptım.Perfect example.
Mükemmel örnek.There you go, perfect example.- thank you, dennis.
İşte, mükemmel örnek. Teşekkürler, Dennis.Perfect example. Breakfast in bed.
Mükemmel örnek. Yatakta kahvaltı.And you're the perfect example.
Sen de en mükemmel örneğisin.Erlich Bachman, a perfect example.
Erlich Bachman. Muazzam bir örnek.You see… breeders, perfect example of the product of change.
Damızlıklar. Değişim ürününün mükemmel örneği.There you go, perfect example.
İşte, mükemmel örnek.
