AN EXAMPLE in Turkish translation

• bir örnek
• ibretlik
• bir misal
• mesela
• bir örnekle
• bir örneği
• bir örneğini
• bir örneğe
• ibret
• bir misaldir

Examples of using An example in English and their translations into Turkish

Evil as an example are people who reject Our signs and wrong their own souls!
Ayetlerimizi yalan sayan, kendine zulmeden millet ne kötü bir misaldir!

Or I will come down there and make an example of you.
Orada dur… yoksa oraya gelir seni ibretlik hale getiririm.

We have already seen an example of his skills.
Yeteneklerinin bir örneğini görmeden önce.

I just need an example.
Yalnızca bir örneğe ihtiyacım var.

The slow death of your son will be an example to all men.
Oğlunun yavaş yavaş ölümü diğer insanlara ibret olacak.

Make an example.
Bir örneğini göster.

It's thanks to Serge I understood I think they need… an example.
Serge sayesinde neye ihtiyaçları olduğunu anladım… bir örneğe.

They're not gonna make an example of my little girl with some trumped-up charge.
Uydurulmuş bir suçlama ile, benim kızımı, ibret olsun diye cezalandıramayacaklar.

Let me give you an example of this.
Bunun bir örneğini vereyim.

That's an example taken from life. I like such examples..
O, hayattan alınan bir örnektir. Böyle örnekleri severim.

Just an example.
Yalnızca bir örnekti.

An example of this type of machine is LANSCE at Los Alamos.
Los Alamostaki LANSCE bu tip makinelerin bir örneğidir.

I have got an example here of what I'm on about.
Neyi kastettiğimi anlamanız için bir örneğim var.

Mars is an example of what happens to a planet without a magnetic field.
Mars, manyetik alanı olmayan bir gezegenin başına ne gelebileceğine bir örnektir.

An example, a great example,
Örneğin, harika bir örnek,

Sometimes we have to make an example.
Bazen örnekle göstermek gerekir.

I should give you an example?
Sana bir örnek mı vereyim?

Want an example?
Örnek ister misin?

An example is creative or authored works and expressions.
Örneğin yaratıcı veya beraber yapılmış çalışma ve yazımlar.

An example is a short circuit as a cause for a house burning down.
Örneğin; bir evin yanıp kül olması nedeni gibi kısa bir çevirim düşünün.