Examples of using Mükemmel in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Biliyorun, sanki, onun kalbini kırabilecek mükemmel bir müzisyen.
Cruzun kuzenine sarktığını biliyorsun, değil mi?- Mükemmel.
Liv ve benimle birlikte podyumda yürüyecek iki tane mükemmel modele ihtiyacım var.
Tabii ki, Hmm, mükemmel özel biri tarafından.
Süper zeki, herkes tarafından sevilen bir sefil. Mükemmel, çekici.
Süper zeki, herkes tarafından sevilen bir sefil. Mükemmel, çekici.
Gördüğünüz gibi, bu üç mükemmel kız benimle ilgileniyor.
Evet, mükemmel.
Baksana, Amerikanın hava sahası ne kadar yoğun.- Evet, mükemmel.
Duymak istediğim laflar büyüleyici… mükemmel ve.
Beş yaşındayken bile mükemmel bir dublördü. Bana işkence ederdi.
O yarattığı her şeyi mükemmel hale soktu. İnsanın yaratılışına balçıktan başladı.
Mükemmel genleri olsaydı… Tanrım,
Bana enjekte ettikleri sırada biyonikler mükemmel değildi.
Evet, hala Helen Kellerı oynarken mükemmel yapıyordu.
Pryceın geçirdiği 30 yıl ve genetik açıdan mükemmel insan yaratma deneylerinden arta kalanlar.
Her şeyi delip geçebilecek asit ateşleyicimi mükemmel hale getirdim.
Çok uzun zamandır… hayal edilebilecek en mükemmel kadını arıyordum.
Tanrım, hala anlamıyor musun? Mükemmel genleri olsaydı?
Tanrım. Anlamıyor musun? Değişimi mükemmel hale getirse?