POPULARITY CONTEST in Turkish translation

[ˌpɒpjʊ'læriti 'kɒntest]
[ˌpɒpjʊ'læriti 'kɒntest]
popülerlik yarışması
popülarite yarışması
popülerlik yarışına

Examples of using Popularity contest in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Didn't know this was a popularity contest.
Bunun bir popülerlik yarışması olduğunu fark etmemiştim.
This isn't a popularity contest. This is Meredith.
Bu bir popülerlik yarışması değil. Ben, Meredith.
For the last time, this isn't a popularity contest.
Bu bir popülerlik yarışması değil.
It's all just a popularity contest.
Sadece bir popülerlik yarışmasıydı.
If you're testifying, remember… this is not a popularity contest.
İfade verirken şunu unutmayın bu bir popülerlik yarışması değil.
Didn't know this was a popularity contest.
Fark etmemiştim. Bunun bir popülerlik yarışması olduğunu.
For the last time, this isn't a popularity contest.
Son defa söylüyorum, bu bir popülerlik yarışması değil.
Well, Eli, I guess this proves the Nobel's not a popularity contest.
Evet, Eli sanırım bu, Nobelin bir popülarite yarışı olmadığını kanıtlıyor.
To show my voters that I'm a serious candidate and it isn't just a popularity contest.
Oy verenlerime bunun popülerlik yarışması değil de,… ciddi bir aday olduğumu göstermek için.
Parenting isn't a popularity contest, Tom, but I guess if you knew that, your kids wouldn't be so undisciplined.
Ebeveynlik popülarite yarışması değildir. Ama bunu bilsen çocukların böyle disiplinsiz olmazdı.
Look, I got no illusions about winning a popularity contest with any of you.
Bud bunu hep yapıyor.( Gekko) Bakın, herhangi birinize karşı popülerlik yarışması kazanmak gibi bir düşüncem yok.
I'm not going to win a popularity contest, or be your best friend, or make up for lost time.
Popülerlik yarışmasını kazanmayacağım ya da en iyi arkadaşın olmayacağım ya da kaybolan zamanları telafi etmeye çalışmayacağım.
I'm not trying to win a popularity contest. Doesn't mean I enjoy being treated like I crashed some party.
Burada popülarite yarışmasını kazanmaya çalışmıyorum ama birinin partisine davetsiz gitmişim gibi davranılmasından da hoşlanmıyorum.
But that doesn't mean I enjoy being treated I'm not trying to win a popularity contest here, like I have crashed someone's party.
Burada popülarite yarışmasını kazanmaya çalışmıyorum ama… birinin partisine davetsiz gitmişim gibi davranılmasından da hoşlanmıyorum.
She's never even been interested in student government, she just wants to win this stupid popularity contest.
Öğrenci yönetimine hiç ilgi duymazdı bile, sadece bu aptal popülerlik yarışmasını kazanmak istiyor.
He's not winning any popularity contests. And?
Popülerlik yarışması kazanması mümkün değil Ve?
And this job is not about winning popularity contests.
Bu iş popülarite yarışması kazanmak da değil.
And? Well, he's not winning any popularity contests.
Popülerlik yarışması kazanması mümkün değil Ve?
So the kids weren't winning popularity contests.
Çocuklar popülerlik yarışmasını kazanmıyorlarmış.
If you want to win popularity contests. Nuclear reactors are not the thing that you get into.
Nükleer reaktör popülerlik yarışması kazanmak istiyorsan bulaşılacak bir mevzu değil.
Results: 46, Time: 0.0449

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish