POPULARITY in Turkish translation

[ˌpɒpjʊ'læriti]
[ˌpɒpjʊ'læriti]
popülarite
popularity
to be popular
popüler
popular
popularity
mainstream
popülerlik
popular
popularity
mainstream
popülaritesi
popularity
to be popular
popülerliği
popular
popularity
mainstream
popülaritesini
popularity
to be popular
popülerliğini
popular
popularity
mainstream
popülaritesinin
popularity
to be popular

Examples of using Popularity in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
I wasn't exactly Miss Popularity at the FBI myself. Believe me.
İnan bana. Ben de FBIda Bayan Popüler değildim.
Milosevic is losing popularity due to his alleged involvement in political murders.
Miloşeviç ise siyasi cinayetlere karıştığı iddiaları nedeniyle popülerliğini kaybediyor.
I wasn't exactly Miss Popularity at the FBI myself.
Ben de FBIda Bayan Popüler değildim.
Your attacks only increased their popularity.
Saldırıların sadece onların popülerliğini arttırdı.
Yeah. As a matter of fact I did, Mr. Popularity.
Evet, aslına bakarsan vardı Bay Popüler.
Come on, Miss Popularity.
Haydi, bayan popüler.
So how does one move up this social scale of popularity?
Peki birisi popülaritenin sosyal düzeyleri arasında nasıl yükselebilir?
Their popularity comes from mine.
Onların popülariteleri benden geliyor.
Your popularity is waning.
Sizinse popülerliğiniz azalıyor.
Their popularity's never been greater.
Popülariteleri hiç bu kadar harika olmamıştı.
I am not against popularity, but I'm against commercial movies.
Popülerliğe karşı değilim, ama reklam filmlerine karşıyım.
Were you aware that if your father died, you would inherit his popularity?
Babanız ölürse onun popülaritesine sahip olacağınızı biliyor muydunuz?
Has pairs skating helped your popularity?
Çiftlerde yarışmanın popülerliğine faydası oldu mu?
Once word filtered through to network executives about Spock's popularity, they said to Roddenberry.
Spockın popülerliğinin haberi kanal yöneticilerine ulaştığında, Roddenberryye demişler ki.
Those men are confusing respect with popularity.
Bu adamların kafaları, popülariteleri yüzünden saygı konusunda biraz karışık.
Despite his popularity, Muboraksho never released any official album during his lifetime.
Muborakşo popülerliğine rağmen ömrü boyunca hiçbir resmi albüm yayınlamadı.
Popularity is a brutal language.
Popülerliğin dili çok acımasızmış.
I only had to lose its support to lose my popularity.
Popülerliğimi kaybetmem… ancak bu desteği kaybetmemle mümkündü.
I used the ballots to rank everyone by popularity.
Oyları herkesi popülariteye göre sıralamak için kullandım.
All these years. I have been keeping my popularity a secret Yeah, Mom.
Bunca yıldır popülerliğimi gizli tutuyorum. Aynen, Anne.
Results: 543, Time: 0.0607

Top dictionary queries

English - Turkish