Examples of using Prayers in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Muslim prayers. That must be east.
And who(strictly) guard their prayers;
Ve onlar ki, namazlarını muhafaza ederler.Who are humble in their prayers.
Öyle kişilerdir onlar ki namazlarını gönül alçaklığıyla kılarlar.Those who are humble in their prayers.
Öyle kişilerdir onlar ki namazlarını gönül alçaklığıyla kılarlar.She wants to say prayers.
Ondan sonra namaz kılacakmış.I don't think the Gods answer the prayers of toasters.
I just finished morning prayers.
Sabah namazını henüz bitirdim.Prayers would save neither of us, I fear.
We turn our thoughts and prayers this week to those affected by these terrible storms and floods.
It seems the gods have answered your prayers.
Tanrılar dualarınıza yanıt verdi.I heard your prayers.
Senin duanı duydum.Seek help through patience and prayers.
You will begin your duties in the mornings, after prayers.
Bless you for your prayers.
Dualarınız için Tanrı sizi kutsasın.You are the hearer of all prayers.
Our thoughts and prayers go out to Senator Mitchell and his family.
Tüm geçmiş olsun dileklerimiz ve dualarımız Senatör Mitchell ve ailesine gitsin.My thoughts and prayers will be with you.
Maria has been the answer to their prayers.
Maria onların dualarının bir cevabı.There are no prayers for sun.
And faith schools do much more, of course, than hymns and prayers.
Ve dini okullar ilahiler ve dualardan tabii ki çok daha fazlasını yapıyor.
