PROBABILITY in Turkish translation

[ˌprɒbə'biliti]
[ˌprɒbə'biliti]
olasılık
probability
possibility
odds
contingency
chance
possible
eventuality
likely
likelihood
prospect
ihtimalle
possibility
chance
scenario
possibly
likely
odds
possible
case
might
prospect
büyük olasılıkla
probably
most likely
likely
possibly
presumably
olasılığı
probability
possibility
odds
contingency
chance
possible
eventuality
likely
likelihood
prospect
olasılığını
probability
possibility
odds
contingency
chance
possible
eventuality
likely
likelihood
prospect
olasılığının
probability
possibility
odds
contingency
chance
possible
eventuality
likely
likelihood
prospect
ihtimalini
possibility
chance
scenario
possibly
likely
odds
possible
case
might
prospect
ihtimal
possibility
chance
scenario
possibly
likely
odds
possible
case
might
prospect
ihtimalli
possibility
chance
scenario
possibly
likely
odds
possible
case
might
prospect
bir olasıiık

Examples of using Probability in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
But, uh, probability can be used as a predictive tool.
Ama olasılıklar kestirimci bir araç olarak kullanılabilir.
It's a good place to start probability.
Bu, olasılığa başlamak için çok iyi bir yol.
It's calculating probability.
Olasılıkları hesaplamak.
When you figure probability, there's usually choices to make.
Olasılıkları hesapladığın zaman karşına bazı seçenekler çıkar.
The equations will generate high probability areas for our search.
Denklem yüksek olasılıklı bölgleri tarayacak.
The probability of a gate's output event depends on the input event probabilities..
Bir kapıdaki sonuç olasılıkları, o kapıya yapılan girdi olasılıklarına bağlıdır.
And it also minimizes my probability of making a mistake.
Ayrıca hata yapma olasılığım da bu şekilde azalıyor.
In all probability, the gunshot wound to the rear of the cranium was the culprit.
Bütün olasılıklar içinde kafa kemiğindeki kurşun yarası öne çıkıyor.
I have now calculated our probability of success at 35.
Başarı olasılığımızı% 35 olarak hesapladım.
Ummm… Oh, okay. Embrace the probability of your immanent death.
Ani ölüm olasılığınıza karşı kendinizi hazırlayın. Tamam, peki.
Um… Embrace the probability of your imminent death. Okay.
Ani ölüm olasılığınıza karşı kendinizi hazırlayın. Tamam, peki.
Instead of letting this suicide grow into an administrative riot, based on a probability.
Bir olasılığa dayanarak bu intiharın idari bir ayaklanmaya dönüşmesine izin veremem.
Nothing more. It's calculating probability.
Olasılıkları hesaplamak. Başka bir şey değil.
And she sees it's an algorithm and it's choosing words based on probability.
Sözlerini olasılığa göre seçen bir algoritma olduğunu görüyor.
You can be sure that probability is always correct.
Olasılığın hep doğru olduğundan emin olabilirsiniz.
You can be sure the probability is always right.
Olasılığın hep doğru olduğundan emin olabilirsiniz.
The probability that you are Kira is almost zero.
Senin Kira olma olasılığın… sıfıra yakın.
Not to mention the probability of Wall Rose falling increases.
Sur Roseun düşme ihtimalinin arttığından bahsetmeye bile gerek yok.
So, strictly speaking-- Eugene. Well, probability tiltsfirmly towards our demise.
Eugene! Ölme olasılığımız daha fazla yani, açık konuşmak gerekirse.
The probability was high enough.
İhtimal yeterince yüksekti.
Results: 950, Time: 0.1128

Top dictionary queries

English - Turkish