SHE WANTS TO GO in Turkish translation

• gitmek istiyor
• o yara izi olan aktörü seviyor chicagoya gitmek istiyor
• gitmek istediğini
• gitmek istiyormuş
• gitmek istediği
• devam etmek istediğini

Examples of using She wants to go in English and their translations into Turkish

I know she wants to go with you.
Seninle gitmek istediğini biliyorum.

She wants to go home as soon as we splint her arm.
Kolunu sargıya alır almaz gitmek istiyormuş.

Girls, quickly, take this woman anywhere she wants to go!
Kızlar, hemen bu kadını gitmek istediği yere götürün!

She says she loves me… She wants to go away with me.
Beni sevdiğini ve benimle beraber uzaklara gitmek istediğini söylüyor.

Sure, but she had meetings there, she wants to go there next.
Evet ama toplantıları vardı. Daha sonra oraya gitmek istiyormuş.

Dad, Grandma told me she wants to go home.
Baba, büyükannem eve gitmek istediğini söyledi.

Chiquita says she wants to go waterskiing.
Chiquita diyor ki su kayağına gitmek istiyormuş.

I know how much she wants to go to college.
Koleje ne kadar çok gitmek istediğini biliyorum.

But she told me that she wants to go for a holiday.
Ama bana tatile gitmek istediğini söyledi.

She wants to go. That's fine.
Karın gitmek istiyorsa, sorun yok.

If she wants to go, let her.
Eğer gitmek istiyorsa, ona izin ver.

Take her wherever she wants to go.
Nereye gitmek istiyorsa, oraya götür.

She wants to go to the university.
Üniversiteye gitmek istiyordu.

She wants to go to work, I drive her.
İşe gitmek istedi işe götürdüm.

Tell her if she wants to go to a funeral, go, but there's a price.
Cenazeye gitmek istiyorsa gitsin ama bunun bir bedeli olur.

I will pay for her trip wherever she wants to go.
Nereye gitmek istiyorsa yol parasını veririm.

Maybe she wants to go to Shenzhen to look for her dad.
Belki babasını görmek için Shenzhen e gitmek istiyordur.

The school she wants to go to isn't just any school.
Herhangi bir okula gitmek istemiyor.

It's all right if she wants to go.
Eğer, böyle gitmek istiyorsa.

Take her wherever she wants to go.
Oraya götür. Nereye gitmek istiyorsa.