SILVERWARE in Turkish translation

çatal bıçak
cutlery
silverware
flatware
knives and forks
utensils
gümüş
silver
gümüş sofra takımını
silverware
gümüş çatal bıçak takımı
çatal kaşık
of silverware
çatal bıçakları
cutlery
silverware
flatware
knives and forks
utensils
çatal-bıçak
cutlery
silverware
flatware
knives and forks
utensils

Examples of using Silverware in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Come on, bring glasses and silverware.
Hadi, bardak ve çatal kaşık getir.
And please don't steal the silverware.
Lütfen gümüş hiçbir şey çalmayın.
Maybe some silverware clinking.
Belki çatal bıçak tıkırtısı olsa da olur.
I have bought your soul with that silverware and these candlesticks.
Bu gümüşler ve şamdanlarla ruhunu satın aldım.
Then the linen napkins. The silverware first.
Sonra keten mendilleri.- Önce tüm gümüşleri.
I wondered who that guy was selling his silverware to.
O adamın bu çatal bıçakları kime satacağını da merak ediyordum.
Why is there a pancake in the silverware drawer?
Neden gümüş çekmecesinde krep var?
We're gonna use real silverware.
Gerçek çatal bıçak kullanacağız.
Really. Silverware is a part of the art.
Sahiden. Gümüşler, bu sanatın bir parçasıdır.
So was it like you said? Get the silverware.
Peki dediğin gibi mi oldu? Gümüşleri çıkart.
It's a pile of sand, silverware, and towels.
Kum, havlu ve çatal-bıçak yığınından bir farkı kalmaz.
She just took the silverware.
Sadece çatal bıçakları aldı sanıyordum.
Metal silverware and everything.
Metal gümüş ve her şey.
You know the punishment for losing silverware.
Çatal bıçak kaybetmenin cezasını biliyorsun.
Really. Silverware is a part of the art.
Gümüşler, bu sanatın bir parçasıdır. Sahiden.
Did I say it wasn't her silverware now?
Onun çatal bıçakları olmadığını mı söyledim ben şimdi?
Dishcloths… silverware… plates… cereal.
Bulaşık bezleri çatal-bıçak tabaklar tahıl gevreği.
The silverware basket!
Gümüş sepet!
Really. Silverware is a part of the art.
Gerçekten.- Çatal bıçak kısmı bu sanatın bir parçası.
Daughtery, knife, matches, silverware.
Daughtery. Bıçak, kibrit, gümüşler.
Results: 237, Time: 0.0631

Top dictionary queries

English - Turkish