SPECIALIZE in Turkish translation

['speʃəlaiz]
['speʃəlaiz]
uzmanım
expert
specialist
professional
master
pro
specialized
specialised
attending
qualified
adept
konusunda uzmanız
uzmanlaşmış
expert
specialist
professional
master
pro
specialized
specialised
attending
qualified
adept
uzmanlaşan
expert
specialist
professional
master
pro
specialized
specialised
attending
qualified
adept
uzmandır
expert
specialist
professional
master
pro
specialized
specialised
attending
qualified
adept
özel
special
private
personal
particular
specific
exclusive
custom
unique
intimate

Examples of using Specialize in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Specialize and.
Uzmanlaşırım ve.
I specialize in microorganisms and Amy studies brains.
Ben mikroorganizma uzmanıyım… Amy ise beyinler üzerinde çalışıyor.
Some underworld actors specialize in fighting scenes. I have heard that.
Dövüşçü olmada uzmanlaştığını duymuştum. Bazı yeraltı aktörlerinin.
Ice cream parlors specialize in the sale of ice cream.
Dondurma salonu dondurma satışında uzmanlaşmıştır.
We specialize in weird.
Biz de garip konularda uzmanız.
Ones who specialize in Chiari Malformations.
Bir tanesi Chiari malformasyonlarında uzman.
We kind of specialize.
Bir tür uzmanlaşma.
Governments sometimes operate units that specialize in measurement of the Earth's magnetic field.
Hükümetler bazen Dünyanın manyetik alanının ölçümünde uzman birimleri işletir.
This isn't what I specialize in.
Bilmiyorum. Bu benim uzmanlığıma girmiyor.
We have in-house psychologists who specialize in this sort of thing.
Bu konuda uzman kurum psikologlarımız var.
Teppa's family, the Aizen, specialize in the offensive Gaifu-Senjyutsu.
Teppanın ailesi Aizenlerin uzmanlık alanı saldırgan Gaifu-Senjyutsusudur.
Half the doctors who specialize in oncology turn into burned-out cases.
Kanser uzmanı doktorların yarısı vakaları için yanıp tutuşur.
In America, they have rehabilitation facilities that specialize in sports injuries.
Amerikada spor sakatlanmaları üzerine uzmanlaşmış rehabilitasyon merkezleri var.
Facilities that specialize in sports injuries. In America, they have rehabilitation.
Amerikada spor sakatlanmaları üzerine uzmanlaşmış… rehabilitasyon merkezleri var.
In creating bioweapons. They are black marketeers who specialize.
Biyolojik silah üretimi konusunda… uzman kara borsacılar.
Pal, you specialize in the nearly impossible.
Dostum, senin uzmanlık alanın neredeyse imkansızlar.
In crime and punishment for a living. There are people who specialize.
Suç ve ceza konusunda uzmanlaşmış bu işi yapan insanlar var.
There are people who specialize in crime and punishment for a living.
Suç ve ceza konusunda uzmanlaşmış bu işi yapan insanlar var.
There are places that specialize in that.
Bu konuda uzman olan başka kişiler var.
There are places that specialize in that.
Bu konuda uzman olan baskalari var.
Results: 76, Time: 0.0898

Top dictionary queries

English - Turkish