STEM in Turkish translation

[stem]
[stem]
kök
root
stem
radical
origin
sapı
turn
goes
gövdesi
hull
body
torso
trunk
saucer
fuselage
stem
chassis
sapını
turn
goes
sapına
turn
goes
sapında
turn
goes
kökü
root
stem
radical
origin
kökünü
root
stem
radical
origin
köküne
root
stem
radical
origin
gövde
hull
body
torso
trunk
saucer
fuselage
stem
chassis
steme
stemin

Examples of using Stem in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
And deoxygenated his brain stem. I compressed his carotid.
Şah damarını sıkıştırarak beyin sapını oksijensiz bıraktım.
Stem, not her. I'm sorry.
O olmaz Stem. Üzgünüm.
I have a 68-year-old female with an advanced brain stem glioma.
Beyin sapında ileri düzey tümör bulunan 68 yaşında bir kadın var.
They latch on to your brain stem and release a toxin that will force you to answer.
Beyin köküne yapışacak ve seni cevap vermek zorunda bırakacak toksinler salgılayacak.
The glioblastoma has spread to your brain stem.
Glioblastoma beyin sapına yayılmış durumda.
Brain stem shot.
Beyin kökü vuruşu.
Thank you, Michael. Why are you eating stem first?
Teşekkürler, Michael. Neden önce kökünü yiyorsun?
And hopefully we don't melt Noah's brain stem.
Ve umarım Nuhun beyninin sapını eritmeyiz.
You now have full control again, Grey. Stem, enough!
Stem, yeter dedim! Kontrolü sana bıraktım Grey!
Mistakes nerve pain for tooth pain. Miscommunication in the brain stem.
Beyin sapında iletişim bozukluğu… sinir ağrısıyla diş ağrısını karıştırır.
He makes it happen. Your brain gives Stem a command.
Beynin Steme emir veriyor, o da emri yerine getiriyor.
Brain stem shot?
Beyin kökü vuruşu mu?
It's branched out, fused not only to your spine, but also to your brain stem.
Dallanıp budaklanmış, sadece omuriliğine değil beyin sapına da bağlanmış.
The interface is melded directly into her brain stem.
Müdahale doğrudan beyin köküne karışır.
You saved a brain stem because you didn't listen to me.
Beni dinlemediğin için beyin sapını kurtardın.
Okay, Stem, what are we doing.
Ne yapacağız Stem? Pekâlâ.
Everything was his idea. I only did what Stem told me to do.
Yalnızca Stemin bana dediklerini yaptım… her şey onun fikriydi.
Your brain gives Stem a command.
Beynin Steme emir veriyor, o da emri yerine getiriyor.
Exactly, the brain stem.
Aynen, beyin kökü.
Look what a flower stem Megumi is making.
Meguminin yaptığı çiçek sapına bakın.
Results: 830, Time: 0.0588

Top dictionary queries

English - Turkish