THE PARTICLE ACCELERATOR in Turkish translation

[ðə 'pɑːtikl ək'seləreitər]
[ðə 'pɑːtikl ək'seləreitər]
partikül hızlandırıcıya
parçacık hızlandırıcının
parçacık hızlandırıcıya

Examples of using The particle accelerator in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
That is everything we could learn From the particle accelerator.
Bu da parçacık hızlandırıcıdan öğrenebileceğimiz her şey.
It looks like Black Hole's activity started just after the Particle Accelerator exploded.
Görünüşe göre Kara Delikin faaliyetleri parçacık hızlandırıcısı… patladıktan hemen sonra başlamış.
Just after the Particle Accelerator exploded. It looks like Black Hole's activity started.
Görünüşe göre Kara Delikin faaliyetleri parçacık hızlandırıcısı… patladıktan hemen sonra başlamış.
The particle accelerator's back online.
Parçacık hızlandırıcısı tekrar devrede.
The dark matter from the particle accelerator explosion? That's how this happened.
Parçacık Hızlandırıcıdan yayılan karanlık madde var ya onun sayesinde oldu işte.
An Israeli delegation headed by President Shimon Peres visited the particle accelerator in 2011.
Başkan Şimon Peresi temsil eden bir delege 2011de partikül hızlandırıcıyı ziyaret etti.
I know how the lightning needs to bond with the dark matter from the particle accelerator explosion.
Yıldırımın hızlandırıcı patlamasından çıkan karanlık madde ile birleşmesi gerektiğini biliyorum.
The particle accelerator explosion was contained on my Earth.
Üstelik benim Dünyamdaki hızlandırıcı patlaması kontrol altındaydı.
So, what happens if the particle accelerator turns on while the metahumans are in containment?
Hızlandırıcı çalıştığında, hücrelerde olan meta-insanlara ne olacak peki?
Slick wasn't in Central City the night the particle accelerator exploded.
Hızlandırıcının patladığı gece Slick Central Cityde değilmiş.
Surprise, surprise, the night of the particle accelerator explosion.
Sürprizki ne sürpriz. Hızlandırıcının patladığı gece hem de.
Was contained on my Earth. The particle accelerator explosion.
Üstelik benim Dünyamdaki hızlandırıcı patlaması kontrol altındaydı.
More like the Particle Accelerator kind.
Daha çok parçacık hızlandırıcı gibi.
Guys, the particle accelerator turned back on.
Çocuklar, parçacık hızlandırıcı çalışmaya başladı.
Essentially, she built the particle accelerator in a compressed pocket of space.
Özünde, parçacık hızlandırıcıını sıkıştırılmış bir cep boşluğuna inşa etmiş.
Multiple crimes of this manner All dating back to a month After the particle accelerator explosion.
Bu duruma uyan bütün suçların tarihleri hızlandırıcının patlamasından bir ay sonraya dayanıyor.
Maybe that's why wells let The Particle Accelerator Explode, So that you could become the Flash.
Belki de Flash olabilesin diye hızlandırıcının patlamasına göz yummuştur.
Years old according to the particle accelerator.
Parçacık hızlandırıcısına göre 3502 yaşında.
When the Particle Accelerator exploded, the dark matter that collided with Professor Stein fused with the Firestorm matrix and altered the normal molecular processes that occurs within his body.
Parçacık Hızlandırıcı patladığında karanlık madde Profesör Steinin, Firestorm matrisi ile birleşmesini sağlayıp vücudundaki moleküler yapıyı değiştirmişti.
If he was experimenting on himself when he was exposed to the dark matter wave released by the particle accelerator explosion.
Parçacık hızlandırıcı patlamasında ortaya çıkan karanlık maddeye maruz kaldığında kendisi üzerinde deney yapmaktaysa.
Results: 145, Time: 0.0473

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish