ACCELERATOR in Turkish translation

[ək'seləreitər]
[ək'seləreitər]
hızlandırıcı
speeding
faster
to quicken
gaza
gas
throttle
gaseous
kerosene
hızlandırıcısı
speeding
faster
to quicken
hızlandırıcının
speeding
faster
to quicken
hızlandırıcıyı
speeding
faster
to quicken
gaz
gas
throttle
gaseous
kerosene

Examples of using Accelerator in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
And he sabotaged it.- No, Thawne created the particle accelerator.
Hayır, parçacık hızlandırıcıyı Thawne yapıp sabote etti.
From the plane I was on the night the particle accelerator exploded.
Parçacık hızlandırıcının patladığı gece bulunduğum uçaktan.
This polarization was confirmed experimentally in 1997 using the Japanese TRISTAN particle accelerator.
Bu kutuplaşma 1997de Japon TRISTAN parçacık hızlandırıcısı kullanılarak deneysel olarak onaylandı.
No. Brake, accelerator, clutch.
Hayır. Fren, gaz, debriyaj.
We use the brake and accelerator more. If we're chasing someone.
Birilerini takip ederken… fren ve gaza daha çok basıyoruz.
Thawne created the particle accelerator No. and he sabotaged it.
Hayır, parçacık hızlandırıcıyı Thawne yapıp sabote etti.
The particle accelerator exploded. From the plane I was on the night.
Parçacık hızlandırıcının patladığı gece bulunduğum uçaktan.
Brake, accelerator, clutch. No!
Hayır. Fren, gaz, debriyaj!
It looks like Black Hole's activity started just after the Particle Accelerator exploded.
Görünüşe göre Kara Delikin faaliyetleri parçacık hızlandırıcısı… patladıktan hemen sonra başlamış.
The particle accelerator exploded. I think she was on an airplane the night.
Sanırım parçacık hızlandırıcının patladığı gece uçaktaymış.
Barry hacked the Particle Accelerator.
Barry Parçacık Hızlandırıcıyı ele geçirmiş.
Just after the Particle Accelerator exploded. It looks like Black Hole's activity started.
Görünüşe göre Kara Delikin faaliyetleri parçacık hızlandırıcısı… patladıktan hemen sonra başlamış.
The night the particle accelerator exploded. I think she was on an airplane.
Sanırım parçacık hızlandırıcının patladığı gece uçaktaymış.
No it's not. You didn't build that accelerator.
Hızlandırıcıyı sen inşa etmedin. Hayır, değil.
Howmany scientists in the world… are using a particle accelerator in a project?
Dünyada kaç bilim insanı bir projede parçacık hızlandırıcısı kullanıyor?
The night of the particle accelerator explosion.
Parçacık hızlandırıcının patladığı gece.
You didn't build that accelerator.
Hızlandırıcıyı sen inşa etmedin.
The night of the particle accelerator explosion. Miss McCabe was in Detroit.
Bayan McCabe parçacık hızlandırıcının patlama gecesinde Detroitteymiş.
An Israeli delegation headed by President Shimon Peres visited the particle accelerator in 2011.
Başkan Şimon Peresi temsil eden bir delege 2011de partikül hızlandırıcıyı ziyaret etti.
The truth is, I was warned there was a chance the particle accelerator might fail.
Aslına bakarsanız parçacık hızlandırıcının patlayabileceğine dair uyarılmıştım.
Results: 518, Time: 0.0561

Top dictionary queries

English - Turkish