TIMER in Turkish translation

• kronometre
• saat
• zamanlayıcı
• saati
• sayacı
• zamanı
• zaman ayarı
• bir zamanlayıcı
• zamanlayıcısı
• kronometreyi
• sayaç
• zamanlayıcısını
• zamanlayıcıyı
• saatini
• zaman
• zaman ayarlı

Examples of using Timer in English and their translations into Turkish

I know it's the timer.
Zaman ayarı olduğunu biliyorum.

The copier's the bomb. A countdown timer.
Bir geri sayım sayacı. Fotokopi bombası.

Shit. The bomb has a timer and a release trigger.
Bombanın saati ve tetikleyicisi var. Siktir.

We don't have enough time or ammunitions. There's a timer.
Bir zamanlayıcı var. Yeterli zamanımız ya da yeterli mühimmatımız yok.

Timer.- Affirmative. It's armed and dangerous.
Olumlu. Silahlı ve tehlikeli.- Zamanlayıcı.

GPRS connection timer" registers the time for each session.
GPRS bağlantı zamanlayıcısı'', her oturum için zamanı kaydeder.

Start the timer.
Zamanı başlat.

Timer to set for as long as you need. Fuse.
Sigorta. Kronometre. İstediğiniz kadar uzun ayarlayın.

A countdown timer. The copier's the bomb.
Bir geri sayım sayacı. Fotokopi bombası.

The timer, thermostat thingy, control.
Zaman ayarı, termostat, zımbırtı, kontrol.

The bomb has a timer and a release trigger. Shit.
Siktir. Bombanın saati ve tetikleyicisi var.

Then what then, a timer?
Ne öyleyse? Bir zamanlayıcı mı?

Timer.- Affirmative. It's armed and dangerous.
Silahlı ve tehlikeli.- Zamanlayıcı.- Olumlu.

The timer sped up!
Saat hızlandı!

On/off button. Timer.
Zamanlayıcısı. Açma kapama düğmesi.

Fuse. Timer to set for as long as you need.
Sigorta. Kronometre. İstediğiniz kadar uzun ayarlayın.

Shit. The bomb has a timer and a release trigger.
Siktir. Bombanın saati ve tetikleyicisi var.

Why has the timer stopped on this one?
Neden bunun sayacı durdu?

Next, he rotates the dial to set the timer.
Sonra zamanı ayarlamak için kadranı çeviriyor.

The timer still works.
Zaman ayarı hâlâ çalışıyor.