Examples of using To answer the question in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
They need to answer the question.
Onların soruyu cevaplaması gerekiyor.Tom made no attempt to answer the question.
Tom soruyu cevaplamaya çalışmadı.But since you don't want to answer the question, let me ask you another question. .
Madem soruyu cevaplamak istemiyorsunuz o zaman başka bir soru sorayım.Tom tried to answer the question.
Tom soruya cevap vermeye çalıştı.It is easy to answer the question.
Soruyu cevaplamak kolaydır.Now, an inquest is merely a fact-finding proceeding to answer the question.
Şimdi, bir soruşturma yalnızca bilgi toplama sürecinde şu soruya cevap vermeyi amaçlıyor.Thomas, I'm trying to answer the question, if you will let me finish.
Thomas, bitirmeme izin verirsen soruyu cevaplamaya çalışıyorum.I'm trying to answer the question.
Soruya cevap vermeye çalışıyorum.It will only take a moment to answer the question.
Soruyu cevaplamak sadece bir an sürecek.We need to answer the question.
Şu soruyu cevaplamamız gerekiyor.It is impossible for me to answer the question.
Benim soruyu cevaplamam mümkün değil.Tom needs to answer the question.
Tom soruyu cevaplamalı.So I want you to answer the question.
Bu yüzden senden soruma cevap vermeni istiyorum.He needs to answer the question.
O, soruya cevap vermeli.I didn't want to answer the question.
Sorunu cevaplamak istememiştim.You have yet to answer the question.
Hâlâ sorumuza cevap vermeniz gerek.I would like Ms. Palmers to answer the question now.
Bayan Palmers soruyu yanıtlasın lütfen.For the benefit of the tape, Paul Spector has declined to answer the question.
Kayıtta bulunması açısından, Paul Spector soruya cevap vermedi.That seems to answer the question of whether Claypool worked for the government.
Claypool devlet için mi çalışıyor sorumuza cevap oldu.Paul Spector has declined to answer the question. For the benefit of the tape.
Kayıtta bulunması açısından, Paul Spector soruya cevap vermedi.
