Examples of using Two boxes in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
That will run you two boxes.
Bu sana iki kutuya patlar.These are the last two boxes, man.
Bunlar son iki kutuydu, adamım.So these two boxes are done.
Bu iki kutunun işi bitti.We had two boxes.
İki kutumuz vardı.Two boxes on Hetty.
Hettynin iki kutusu var.Two boxes, either on the left side or the right side, please?
İki kutudan soldaki mi yoksa sağ taraftaki mi, lütfen?And we give those two boxes, those two relationships, a special name.
Bu iki kutuya, You're gonna need two boxes.
İki kutuya ihtiyacın var.You're gonna need two boxes.
İki kutuya ihtiyacın olacak.But only to deport those who checked two boxes.
Sadece sınır dışı edilenler bu iki kutudaydı.Clear your mind and choose two boxes.
Zihnini boşalt ve iki tane kutu seç.Better make it two boxes.
İki kutu olsa daha iyi olur.There are two boxes of silver inside!
İşte 2 kutu gümüş!Here, in fifth car, two boxes.
Beşinci vagonda iki sandık var.In this time I managed to pick only two boxes.
Bu sefer iki kasa yapabildim.I need two boxes of your number ones, baby girl.
Numarandan iki koliye ihtiyacım var, tatlım.You're gonna need two boxes.
Sana 2 kutu gerekecek.Just two boxes, mi hija?
Sadece iki kutu mu getirdin kızım?Two boxes please.
İki kutu olsun lütfen.Did you decide Two boxes?
Artık aynı anda iki kutu yapabileceğine mi karar verdin?
