WRAPPER in Turkish translation

['ræpər]
['ræpər]
ambalajı
packaging
wrapping
packing
wrapper
the packing
paper
kağıdı
paper
card
bucks
quid
pulp
paketi
package
packet
parcel
delivery
takeout
packs
bags
wrapping
boxes
bitty
sarıcı
yellow
blond
golden
sargısını
bandage
wrap
dressings
opsite
ambalajını
packaging
wrapping
packing
wrapper
the packing
paper
kâğıdı
paper
card
bucks
quid
pulp
kağıdını
paper
card
bucks
quid
pulp
ambalajın
packaging
wrapping
packing
wrapper
the packing
paper

Examples of using Wrapper in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
One time I threw a candy wrapper on the street.
Bir keresinde şeker ambalajını sokağa atmıştım.
Hodgins found the wrapper with her remains.
Hodgins paketi kalıntılarından çıkardı.
All I found is a candy wrapper and a clump of hair.
Tek bulduğum, bir şeker kağıdı ve bir tutam saç.
A burger wrapper with lipstick on it.
Üzerinde ruj olan bir hamburger ambalajı.
Get the wrapper.
Don't let the wrapper fool you, friend. Yeah.
Evet. Ambalajın seni yanıltmasına izin verme arkadaşım.
This candy wrapper was found under the guillotine,
Bu çikolata kağıdını, giyotinin altında buldum.
We can use the wrapper. We can chew the gum after.
Sonra da sakızı çiğneriz. Ambalajını kullanırız.
I found an empty dessert wrapper on the counter.
Tezgahın üzerinde boş bir tatlı paketi buldum.
I found a condom wrapper in the couch.
Kanepede bir prezervatif ambalajı buldum.
Big Red wrapper.
Big Red kağıdı.
What wrapper?
Hangi kâğıdı?
Don't let the wrapper fool you, friend… Aw, yeah.
Evet. Ambalajın seni yanıltmasına izin verme arkadaşım.
That's why… I want you to… take this folded-up candy wrapper.
O yüzden bu katlanmış şeker kağıdını al.
We can chew the gum after. We can use the wrapper.
Sonra da sakızı çiğneriz. Ambalajını kullanırız.
We found a torn condom wrapper in her horse's stall.
Atının ahırında yırtık bir kondom paketi bulduk.
Like a gum wrapper.
Mesela sakız kağıdı gibi.
The wrapper of a cheesesteak.
Sandviç kâğıdı.
We gotta pick up this straw wrapper.
Bu saman ambalajını almalıyız.
This ain't a condom wrapper, it's from a fricking candy bar. So?
Bu kondom değil ki, çikolata paketi.
Results: 139, Time: 0.0633

Top dictionary queries

English - Turkish