ÇIKMANIZ in English translation

to get out
çıkmak
gitmek
kurtulmak
inmek
uzaklaşmak
var
çıkabilmek için
çıkarmak
kalkmak
kaçmaya
leave
terk
ayrılmak
birak
bırak
git
gidin
çık
kalsın
terket
ayrılın
go
git
gidin
gidip
gidelim
yürü
gideriz
bakalım
dönün
gir
çık
come out
çıkıyor
gelin
çıkacak
çıkana kadar
gelir
gelen
haydi
gelecek
çıkabilir mi
dışarı çık
dating
randevu
tarih
çıkmak
flört
gün
sevgili
buluşma
you out
seni dışarı
sizi dışarı
sana çıkma
terk etmeni
size çıkışı
size yolu
seninle çıkmak
size çıkışa kadar
çıkıyor musun
sizi buraya

Examples of using Çıkmanız in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Hanımefendi. Çıkmanız gerek.
Ma'am, you really have to go.
Bayan, çıkmanız gerekiyor.
Ma'am, you have to leave.
Sigara içmek yasak. Dışarı çıkmanız gerekiyor.
No smoking. You have to go outside.
Kendinizi kontrol edemeyecekseniz çıkmanız gerekecek.
If you can't control yourself, you will have to leave.
Kara desteği gönderilmeden önce oradan çıkmanız gerekiyor.
You need to get out of there before they send ground support.
Çocuklar, sizin biraz yukarı çıkmanız gerek.
Kids, you ought to go upstairs.
Efendim, çıkmanız gerekiyor.
Sir, you will have to leave.
Ama birkaç günlüğüne şehir dışına çıkmanız gerekecek.
But you're gonna need to get out of town for a few days.
Çocuklar, sizin biraz yukarı çıkmanız gerek.
Kids, you ought to go upstairs for a while.
Girmenize kim izin verdi bilmiyorum ama hemen çıkmanız gerekiyor.
I don't know who let you in here, but you're gonna have to leave now.
Ne yapıyorsun? Buradan hemen çıkmanız lazım!
What are you all doing? You need to get out of here, now!
Adamla kesin alışverişe çıkmanız lazım.
You ought to go shopping with him.
Üzgünüm canım ama çıkmanız gerekiyor.
Sorry, love, but you have to leave.
Eğer herhangi bir nedenle dışarı çıkmanız gerekirse sizi çıkartacağız.
We will get you out. If you need to get out for any reason.
Yerden destek gönderilmeden oradan çıkmanız gerekiyor.
You need to get out of there before they send ground support.
Kate, Sarah, on dakikaya çıkmanız gerek.
Kate, Sarah, you have to leave in ten minutes.
Evet. Weller, hemen oradan çıkmanız gerekiyor Patterson.
Weller, you need to get out of there now. Yeah. Patterson.
Başkanım, şimdi çıkmanız gerekiyor.
Chairman, you must leave now.
yalnızca onunla çıkmanız gerekir?
shouldn't you just date him?
Hedefe kilitlendi! Jake, Amara, çıkmanız gerek!
Target left. Jake, Amara, you need to eject!
Results: 175, Time: 0.0541

Top dictionary queries

Turkish - English