LEAVE in Turkish translation

• terk
• ayrılmak
• birak
• bırak
• git
• gidin
• çık
• kalsın
• terket
• ayrılın
• izni
• çıkın
• çıkarken
• gider

Examples of using Leave in English and their translations into Turkish

Captain? No, leave the door open. Captain?
Yüzbaşı. Yüzbaşı? Hayır, kapı açık kalsın.

You're not welcome here, please leave. Sorry, sir.
Üzgünüm efendim. Burada istenmiyorsunuz, lütfen gidin.

Don't stand there. Leave me alone, mother!
Beni yalniz birak, anne. -Orada durma!

Now, please, you take this… and leave my office.
Ve büromdan çıkın. Şimdi, lütfen bunu alın.

And join us in Shallow Valley. Abandon your weapons, leave Wonkru behind.
Silahlarınızı atıp Wonkrudan ayrılın ve Shallow Vadisinde bize katılın.

Leave here and stumble down the street. I just saw him.
Az önce buradan çıkarken caddede sendelediğini gördüm.

My mom says all gringos leave once they have lots of money.
Annem'' Çok parası olunca bütün Gringolar gider'' diyor.

Leave by unfrequented streets without fanfare, without even a drum!
Hatta davul bileçalmadan tenha sokaklardan çık!

Yes, now, please leave.- The boss?
Evet, şimdi, lütfen gidin.- Patron?

Leave her!!- Please!
Lutfen.- Birak onu.!

Abandon your weapons, leave Wonkru behind, and join us in Shallow Valley.
Silahlarınızı atıp Wonkrudan ayrılın ve Shallow Vadisinde bize katılın.

Please leave my room… because I don't care about the claim or anything soon.
Lütfen odamdan çıkın… çünkü iddia falan umurumda olmaz birazdan.

Look, if we close the beaches, then all these tourists leave.
Bakın, eğer plajları kapatırsak o zaman bütün turistler gider.

Like the doc says, leave him right where he is yup.
Doktorun dediği gibi, Bırakalım orada kalsın.- Evet.

You saw the old woman leave the store, Mr. Bangor.
Gördünüz, Bay Bangor. Yaşlı kadını dükkandan çıkarken.

find an excuse and leave now.
oradan hemen çık.

Come on, leave. You're such a spoilsport, son.
Sen tam bir oyunbozansın evlat. Hadi gidin.

There you go, boys. Just leave the bottle, Doris.
Siseyi birak, Doris. Buyrun çocuklar.

Leave the town, or on his command, these flames will.
Şehirden ayrılın yoksa onun emirleriyle bu alevler.

Her neck was cut by…-What happened? Miss, please leave.
Bayan, lütfen çıkın. -Ne oldu? -Cam, boynunu….