ÇIK in English translation

get out
hemen
var
çık dışarı
defol
çıkın
git
gidin
çekil
in
uzaklaş
out
dışarı
çıktı
çıkar
dışında
uzak
çıkın
çıkış
çıkacak
orada
çıkart
go
git
gidin
gidip
gidelim
yürü
gideriz
bakalım
dönün
gir
come out
çıkıyor
gelin
çıkacak
çıkana kadar
gelir
gelen
haydi
gelecek
çıkabilir mi
dışarı çık
leave
terk
ayrılmak
birak
bırak
git
gidin
çık
kalsın
terket
ayrılın
exit
çıkış
çık
çıkın
kaçış
sapağı
bir çikis
date
randevu
tarih
çıkmak
flört
gün
sevgili
buluşma
climb
tırmanmak
tırmanın
tırmanış
bir tırmanış
çık
bir tırmanışı
outta
çıkar
git
çık
gidelim
dışarı
çıkın
çekil
çıkacağız
buradan
step
basamak
üvey
aşama
adım
çekil
adımını
çekilin
bas
çıkın
öne

Examples of using Çık in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Alexander, derhal ortaya çık.- Yalan.- Alexander!
You're lying,- Alexander! Alexander, come out of there at once!
Sonra çık, buraya gel
Then leave, come back here
Şimdi çık. Yüksek kâr alacaksın,
Exit now. You will make a huge profit
Hadi Adam. Hadi Adam, yükseğe çık.
Come on Adam, higher, go on. Come on, Adam.
Havuzdan çık!
Out of the pool!
Çık şuraya Mike!
Get out there, Mike!
Çık oradan.
Outta there.
Çık, sil… Tom Hardy,
Date, delete, Tom Hardy,
Sam, yukarı çık da bunu geçirelim karşıya.- Hazırım.
Ready. Sam, climb up there and take her across.
Buradaysan dışarı çık. Peter? Peter?
If you're here, come out. Peter. Peter?
Otomobilin sürücüsü, araçtan çık. Plakası ne?
What was the plate number? Driver of the car, exit the vehicle?
Dışarı çık, bir şeyler yap.
Go out, do some things.
Arabadan çık, ellerini göreceğim şekilde yukarı kaldır.
Out of the car and keep your hands where i can see them.
Evimden çık hemen.
Get out of my house, now.
Sen sırtıma çık, Catherine de senin sırtına çıksın..
You step on my back, Catherine will step on yours.
Arabadan çık!
Outta the car!
Vaughnla çık lütfen.
Please date Vaughn.
Üzerime çık. Hızlı gitmemiz gerek!
Climb on. We will need to move fast!
Çık ortaya. Sana zarar vermeyeceğimize söz veriyoruz.
And we promise we won't hurt you. Come out.
Otomobilin sürücüsü, araçtan çık. Plakası ne?
Driver of the car, exit the vehicle. What was the plate number?
Results: 8878, Time: 0.0658

Top dictionary queries

Turkish - English